25

16.4K 1.6K 735
                                    

Haiii, ben geldiiim. Gece kuşlarıma selam olsun. Aslında bugün de bölüm yazmaya pek niyetim yoktu, keyfim yoktu çünkü yazmak için. Ama yazınca, yarına bırakmayayım da gece salayım dedim, bitirdiğim gibi salıyorum bölümü. Bu arada bölüm 1400 kelimeye yakın. Uzun oldu yani, bir sonraki bölüm daha kısa olabülüüü, haberiniz olsun Xx Yazım yanlışlarım varsa affoluna...

Keyifli okumalar dilerim lokumlarım ! Xx

**

"Oh siktir, ben de seni deliler gibi istiyorum. Ama çok darsın ve seni biraz daha alıştırmadan bunu yapamam. Üstelik bu her ikimiz için de çok özel bir an olmalı, böyle pis ve terk edilmiş bir atölyede gerçekleşemez. Sen benim için çok özelsin, canını yakmak asla istemiyorum." O derin sesi ve nahif düşüncesi karşısında gerçekten deli gibi mahcup hissettim.

Kan akışım ve nabzım deli gibi hızlanmış, soluk soluğa bedenimin her bir hücresini büsbütün kaplayan arzu eşliğinde ona baktım.Kendimi kucağında ciddi anlamda kaybettiğim gerçeği yüzüme tokat misali çarptı.

"Özür dilerim ben... Ben çok hoşuma gitti ve kendimi du-durduramadım prensim." diye mırıldandığımda uzanıp alnıma dudaklarını bastırdı.

Hafifçe geri çekilip gözlerimi yeniden orta yolda çarpıştırdı. "Birliktelik yaşadığımız zaman çok daha fazla hoşuna gidecek, söz. Ama öncesinde dediğim gibi seni biraz alıştırmamız lazım güzelim. Parmaklarım bile içinde ilerleyemezken içine girmem mümkün değil, en azından şu anlık değil." dedi uzun soluklu cümlesi boyunca tenimin her bir karışına dudaklarını bastırıp narin öpücükler kondurdu.

"Şimdi iç çamaşırını giy, boşalacağın zaman bana haber ver." dedi ve yarım ağız gülümsedi. Başımı olumlu anlamda sallayıp sözlerini anında uygulamak için harekete geçtim.

Bana iç çamaşırımı yukarıya çekmem konusunda yardımcı oldu. Yalnızca iç çamaşırımı kasıklarıma kadar çektikten sonra kucağına yeniden yerleşmemi sağladığında o sertleşen aleti iç çamaşırımın kumaşına yapışıp kaldı.

O baskıyla birlikte titrerken, kucağında beni sektirmeye kaldığı yerden devam etti.

Ellerimi yeniden omuzlarına yerleştirerek ondan güç alarak, hamlelerine eşlik edecek şekilde kucağında hoplamaya başladım.

Kalçalarımdan sıkıca tutarak aradaki kumaş engeli nedeniyle bana kendini deliler gibi bastırıp sertçe sürterken başımı geriye atarak zevk içinde haykırdım.

"Prensi-ahhmmm."

Uzanarak ıslak dudaklarını açığa çıkan boynuma gömmesi saniyeler içerisinde gerçekleşti.

Saçlarının arasına kayan parmaklarım pamuk gibi yumuşacık olan o uzun ve koyu saçlarını çekiştirdim.

Öyle bir zevkti ki ona sürtünmek... Gerçekten çok daha fazlasını istiyordum, deli gibi onu arzuluyordum lakin yapamayacağımızı söylemişti...

Hassas derimi esir alan dişlerinin baskısıyla zevk içinde boğuk bir inilti döküldü dudaklarımdan. Boş atölyede sesim hunharca yankılanarak kulaklarıma geri dönüyordu.

Ata biner gibi onun kucağında zıplarken, kendimi bir kez daha kaybettiğimi fark ettim. Tanrım gerçek anlamda beni deli gibi etkiliyordu. Başımı döndürüyordu. Onunla bu yaşadıklarım bana çok yabancı geliyordu, lakin içimde başkaldıran arzunun çığlıklarını susturamıyor, ihtirasın gücünü dindiremiyordum.

Oluşturduğumuz ritim her geçen saniye mümkünmüş gibi biraz daha hızlanıyordu. Dişlerinin kıstırarak ezdiği derimi bu yüzden serbest bırakmak ve geri çekilmek zorunda kaldı.

DEAR FARMER • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin