9.Bölüm

44.7K 2K 557
                                    

🍀

Evett, yeni bölüm geldi. Lütfen bol bol yorum yapın benim zor bulunan dört yapraklı yoncalarım. Biraz motive olmam lazım :)

Arkadaşlar, benim bir Karadenizli olmadığımı unutmayın, yazım şekillerinde yanlış varsa, çokta takılmayın :))

Sevgi neydi?
Sevgi; iyilikti, dostluktu.
Sevgi, emekti.

Sevgi, hak edene verilirdi.

O hakka sahip değilsen, susmasını bilecek, kenara çekileceksin.

Ben, sevgiyi hak ettiğimi düşünüyordum. Zengin ama kaprisli kızlardan değildim, sokak ortasındaki hayvanlara yemek alır, su verirdim. Karşıdan karşıya geçemeyen ya da elindekileri taşıyamayan büyüklere yardım ederdim, büyüklerime ses yükseltmeyi sevmezdim.

Yaptığım o kadar güzel şeyden sonra, yaşadığım onca acı reva mıydı?

Bir saati geçkindir gözlerim kapalı yatıyordum, ama bir saniye bile uyumamış, öylece oturmuştum. Arada bir Eylül odaya girmiş ve kontrol etmişti, hatta serumu bile değiştirmişti. Açılan kapıyla istemsizce aralamıştım gözlerimi.

İçeriye giren Göktürk Bey'di, kapıyı kapattı ama yanımıza gelmeden bize baktı. "Bizimkiler geldi, sizi görmek istiyorlar."

Gerildiğimi hissettim.

Leyla Hanımın yerinde doğrulduğunu gördüm, "Gelsinler tabi," dedi, Göktürk Bey başını salladı ve kapıyı açıp çıktı.

Kapı açıkken içeriye bir anda doluşmaya başladılar.

Bir adam ve kadın, hızla Leyla Hanımın yanıma gitmişti, "Kızım, iyi misin?" diye sordu kadın, kendisine has bir şivesi vardı.

"İyiyim anne," dedi Leyla Hanım güven verici bir ses tonuyla.

Kapı kapandığında içeride bir ton insan vardı. İki yatağın ortasında durdular, yaşlı olan diğer çift en öndeydi.

O yaşlı adamın bakışları beni buldu, Göktürk Bey'e benziyordu. Hafifçe kaşlarımı çattım, gözlerinde gördüğüm pişmanlık beni şaşırtmıştı. O an anlamıştım kim olduğunu, bu oydu... Orhun Dinçer...

Gözlerimi kaçırdım ve teması kestim.

"Bu da torunumuz mu?" diye sordu Leyla Hanımın babası, bu sefer ona baktım. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı.

"Evet baba," dedi Leyla Hanım gülümseyerek.

"Fotoğraflarda fark etmemiştim ama, bir insan ancak bu kadar annesine benzeyebilir." dedi adam, kendine has şivesiyle. Bana doğru yaklaştıkça gerginliğim artıyordu, hatta bu hasta başı monitörüne bile yansımıştı. Hepsinin bakışları o tarafa döndüğünde kalp atışlarımın arttığını gördüler.

Adam dururken, elimi kaldırıp göğsümdeki elektrotları çıkartıp, monitördeki sesler kestim. Sarp hızla yanıma gelip, diğer yanımda yatağa oturdu ve bana doğru eğildi. "İyi misin?" diye sordu sessizce, ona bakıp evet anlamında başımı salladım.

Korkmamam gerektiğini biliyordum, ama istemsizce oluyordu.

Derin bir nefes alıp verirken, diğer yaşlı üyeler Leyla Hanımın yanına gitmişti.

"Emin misin?" diye sordu Sarp, tekrar ona döndüm ve tekrar başımı salladım.

Diğer tarafta adım sesleri duyunca o tarafa döndüm. "Ben, Candan." dedi Leyla Hanımın annesi.

HİRA - GERÇEK AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin