🍀
Kaç saattir bir şeyi unuttuğumu kendi kendime söylüyordum, meğer bölüm atmayı unutmuşum😂
Bölüm oy sınırı: 250
Bölüm yorum sınırı: 100
(Tek harf, sayı, boş emoji ya da destek için atılan aynı yorum geçersizdir. Hakiki yorum yapın, aşkolarım)⚡
Birisinin ayak bileğimi okşadığından oldukça emindim. Başım hâlâ annemin dizindeydi, saçlarımı okşamaya devam ediyordu. Ama ayak bileğime kim dokunuyor bilmiyordum.
"Uyandırayım mı?" diye sordu ayak bileğimi okşayan kişi.
Sarp abim.
"Bırak uyusun, çok yorgundu." dedi büyük bey.
Bence, ben bu adama biraz daha yaklaşıyordum. Acaba ona da, Kadir dedene seslendiğin gibi seslenecek misin?
"Kolu uyuşmuştur şimdi onun," dedi Sarp abim, o kadar haklı ki yemin ediyorum uyuşmuştu.
İlayda ve Çınar'ın güldüğünü duydum. "Uyandığında, yine kolunu aramasın." dedi İlayda.
Ha ve ha, çok komik.
Komik.
"O gün çok güldüm ya, uyku sersemi çok tatlıydı." dedi ablam, gözlerimi açtığımda teşekkür mü etsem?
"Çünkü o, bizim üçüzümüz." dedi Çınar havalı havalı.
"Benim de bacım, ne diyorsun oğlum?" diye sordu Meriç ciddi ciddi, umarım şakadan kızıyordur.
"Hemen de kıskan," dedi Çınar tripli bir şekilde.
"Susun, o benim bacım." dedi Sarp abim, ay bunlar beni paylaşmıyor ya.
Bak, gururum inceden bir okşandı.
Yalancı bir şekilde iç çektim, herkes susarken bende yeni uyanmış gibi yaptım. Vücudumu hafifçe gererken, yan tarafa doğru dönmeye çalıştım. Gözlerimi açtığımda herkesin bana baktığını görünce, vallahi utandığımı hissettim. "Ne bakıyorsunuz ayol?" diye sordum.
"Güzelliğine bakıyoruz, Hiroşima." dedi Meriç abim.
Bak, tipini yediğim.
Anında sırıtıp uzaktan öpücük attım, ayaklarımı Sarp abimin kucağından çektim. Yerimde doğrulmaya çalışırken, annem arkamdan abim elimden tutarak yardım etti. "Teşekkür ederim," dedim ve ayaklarımı yere koydum.
Uyuşan kolumu hissetmeye çalışırken, belimi sağa sola çevirerek bir iyice kütlettim. "Oy oy," dedim.
"Ov!" dedi İlayda kütletme sesini duyarken.
"Belin ağrımadı mı?" diye sordu babaannem kaşlarını çatarak.
Yo, bayağı rahatladım.
"Vallahi çok rahatladım," dedim omuz silkerek.
Üzerimdeki ceketi çıkarırken, ablam homurdandı. "Bu çok zararlı, geçici bir rahatlamaya neden olduğu doğru. Ancak ilerleyen dönemlerde, felce gidecek kadar zararlı."
Felç mi?
Allah'ım, galiba ben bu zamana kadar iyi yaşamışım.
"Tehlikeli bir iş var ve Hira orada, şaşırdık mı?" diye kendi kendime alay ettim, sonra ablama döndüm. "Doğrudur vallahi, hemşire olan sensin sonuçta." Ceketi yanıma iliştirirken, vücudumu oynatmaya başladım. Her yerim ağrıyordu, o an masada yemeklerin çoktan hazır olduğunu fark ettim. "Çok şükür, çok acıkmıştım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRA - GERÇEK AİLE
ChickLit**Reklamları siliyorum.** **Kitaba ön yargısız başlamanızı öneririm.** . 17 yıl... Tam 17 yıl, hayatım boşuna zindan olmuştu. Ölmek ve bu hayattan kurtulmak istediğim çok zaman olmuştu, ama tek bir umutla hayatta kalmıştım. Belki de, şimdi bu hayat...