34.Bölüm

16.6K 853 345
                                    

🍀

Merhaba benim canısılarım, bugün bölüm sonunda size bir soru sordum. Bu yüzden bölüm bitince soruyu okuyup cevap verirseniz çok mutlu olurum:)

Bölüm oy sınırı: 240
Bölüm yorum sınırı: 100
(Tek harf, sayı, boş emoji ya da destek için atılan aynı yorum geçersizdir. Hakiki yorum yapın, aşkolarım)

1 gün sonra, sabah.

Mutluluk, sizce en küçük şeyde bile bulunur muydu?

Bence evet.

Özellikle, benim gibi şiddet dolu bir geçmişiniz varsa...

"Güzelim," diye babamın seslenmesini duydum, tabi ki o ara uyuyordum. "Uyan, bebeğim."

Bebeğin, yesin seni.

"Birazcık daha uyuyabilir miyim?" diye sordum uykuyla nazlanarak.

"Birazdan bizimkiler gelecek." Babamın elini boynumda hissettiğimde, huylanarak gülmeye başladım.

"Yapma," diye boynumu kapatmaya çalıştım, hemen ardından gözlerimi açtım ama gözlerim acıyordu. Tekrar ve tekrar uyumak istiyordum.

Babam, bana gülümseyerek bakıyordu. Tekrar eğildi ve yanağımdan öptü. "Huylanıyor musun?"

"Yo," dedim direkt, ama kesinlikle huylanıyordum.

Babam, bu sefer saçlarımdan öptü. "Bebeğim, huylanmak kötü bir şey değil." dedi ve tekrar öptü.

"Huylandığımı öğrendin, yapmaya devam edecek misin?" diye sordum masum bir şekilde, o kadar uyku mahmuruydum ki ne dediğimi bilmiyordum.

Babam yavaşça başını geri çekti, yüzü yüzümden biraz uzaktı. Ama yüzünün hafifte olsa düştüğünü gördüm. "Hayır, senin istemediğin hiçbir şeyi yapmam." dedi ciddi bir şekilde.

Yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. "Seni bu yüzden de seviyorum," dedim ve tekrar gözlerimi kapattım.

Babamın, başını omzuma koyduğunu hissettim ama gözlerimi açmadım. Tekrar uykuya daldığımı hissediyordum, "Bende seni seviyorum..." dediğini duydum.

Sonra, bir anda uykum kaçtı. Çünkü az önce ne olduğu bana dank etmişti.

Gözlerimi açtığımda, babamın gözleri kapalı durduğunu gördüm. İçimde, uykulu uykulu söylediğim şeyler yüzünden pişmanlık olmuştu. Başımı hafifçe kaldırdım ve dudaklarımı yan tarafından saçlarına bastırdım.

Geri çekildiğimde gözlerini açtı ve başını kaldırıp bana baktı, ellerimden destek alarak yatakta doğruldum. "Uyandım, Göktürk beycim." dedim muzipçe, şu an konuyu dağıtmaya çalışıyordum.

Hafifçe gülümsedi, "O zaman günaydın, Hira hanımcım." dedi.

İki dizimin üzerine oturdum, kollarımı kaldırıp onun boynuna sardım. Ellerini belime sardığında, birbirimize sıkıca sarıldık. "Ne zaman gelecekler?" diye sordum.

"Birazdan gelirler," dedi, yavaşça geri çekildim ve yanağından öptüm. Huzurla gülümsedi, hem de çok huzurlu gibiydi. "Hadi kalk."

"Tamam," dedim ve kollarımı çekip yataktan kalktım, o da ayağa kalkınca karşı karşıya durduk. "Sen git, ben üzerimi değiştirip geleceğim."

HİRA - GERÇEK AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin