43.Bölüm

12.9K 838 602
                                    

🍀

Merhabaaaa, sonunda sınırlar geçildi! İlk defa sınırlar bu kadar zor geçti...

Neyse, bu bölümü keyifle okumanız niyet edilmiştir. Ayrıca önemli bir şey söyleyeceğim, finale son 2 bölüm kaldı! Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bölüm şarkısı: Ahmet Aslan - Dermanın olayım (Bu şarkı belki çok alakasız, ama yüzleşme sahnesini yazarken ve okurken üzerimde büyük bir etki bırakmıştı.) (Ayrıca multimedia'dan dinleyebilirsiniz.)

Bölüm oy sınırı: 300
Bölüm yorum sınırı: 200
(Tek harf, sayı, boş emoji ya da destek için atılan aynı yorum geçersizdir. Hakiki yorum yapın, aşkolarım)

Çok güzel bir gün geçirdiğiniz zaman, birisi gelir bir şey söyler ve tüm sevinciz kursağınızda kalır ya, şu an tam olarak böyle olmuştu.

Dedem, bombayı patlatmış ve bir zamanlar baba sandığım adamın, bir zamanlar dedem sandığım adamı öldürdüğünü söylüyordu.

Midemin düğümlendiğini hissettim. "N-ne?" diye sordum sessizce.

"Baba, ne diyorsun sen?" diye sordu babam hızla ayağa kalkarken, onun kalkmasıyla hepsi ayağa kalkmıştı.

Ben ise hâlâ yerimde oturuyordum.

"Avukat aradı, öldürdüğünü söyledi." dedi elindeki telefonu göstererek, ama o da oldukça şaşırmış duruyordu.

"Böyle bir şeyi yapmış olabilir mi?" diye sordu Erdem amcam.

"Bilmiyorum, olabilir." dedi dedem.

Kaşlarımı istemsizce çatarken, kalbimin göğsümden hızla attığını duyabiliyordum. "Yerinizde olsam cesedini görmeden inanmazdım." dedim nefes nefese.

Anında hepsi bana dönmüştü. "Neden böyle dedin?" diye sordu Gökay amcam.

"Mehmet tilki gibidir, ölü numarası yapıp hapisten kaçmayı planlıyor olabilir." dedim ciddi bir şekilde.

"Erdem, Göktürk, İstanbul'a gidiyoruz." dedi dedem.

"Ablamda gitsin," dedim anında. "Bizden bir sağlıkçının orada olması daha doğru olur."

Ablam başını salladı, anında dedemlerin yanına gitti. "Geliyorum, dede."

"Tamam." Dedem, Gökay amcama döndü. "Onları eve götür."

"Tamam, baba." dedi.

Babam, Erdem amcam, ablam ve dedem yanımızdan ayrılmıştı. Arabaya inip uzaklaşmalarını izledik.

Birisinin elini omzumda hissettim, başımı çevirip baktığımda annem arkamdaydı. "Hadi gidelim, kızım."

Titreyen ellerimle destek alarak ayağa kalktım, annem koluma girdiğinde dengemin bozulduğunu yeni fark etmiştim.

İlayda diğer koluma girdi, birlikte yavaşça mekandan çıktık. Anında korumalar arabaların kapılarını açmışlardı. Gökay amcam arkadan, "Yaylaya değil, babamların evine gidiyoruz." dedi korumalara.

"Emredersiniz, Gökay bey." dedi korumalardan birisi.

Hepimiz tekrar arabalara geçmiştik. Annem, İlayda, babaannem, Sarp abim, Meriç abim ve Çınar bizimle geliyordu. Herkes bindiğinde korumalar arabayı çalıştırdı ve yola çıktık.

HİRA - GERÇEK AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin