MELEZİN SAVAŞI

Tekinsiz Adam.

Dün verdiğim emir üzerine cadı halkının en güçlü ailelerinden olan ve şuanda cadı halkı üzerinde söz sahibi olan iki adam, sör Marcus ve sör James gelmişti. James zaten başından beri yanımdaydı ve konseyimin bir üyesiydi. Bu yüzden onun fikirlerine önem veriyordum, güvenimi kazanmıştı. Marcusla ise dün James aracılığı ile tanışmıştım ve bu iki adam cadı halkını kontrol etmem için bana yardım edecekti.

Tahtıma yerleşirken salonu gözden geçirdim. Herkes buradaydı Jim ve onun yapışık ikizi Sam dahil. Cadı temsilcilerime baktım ikisi de heybetli görünüyordu. Laneti bozmamla tüm güçlerine ulaşmışlardı ve bu daha dik durmalarını sağlıyordu. Gerçi onların lanet altındayken bile çoğu kişiyi yenebilecek kadar güçlü olduklarını biliyordum çünkü etrafımdaki kişilerin auralarından  güçlerini hissedebiliyordum.

''Sör James ve Sör Marcus dünkü olaydan sonra topluluğunuz nasıl, toparlandılar mı?'' İkisi de sıkıntıyla kıpırdandı.

James''Hepsi çok korktu ekselansları, çoğu güçlerinin tamamlanmasıyla daha yeni yeni büyü kullanmaya başlıyor. Bu yüzden kendilerini savunabilecek durumda değiller.''

''Anlıyorum ama ne yazık ki hızlı öğrenmek zorundalar.'' Kesin konuşmamla suratları düştü. Ne dememi bekliyorlardı ki? Acele etmeden öğrensinler savaşı diğer türlerle birlikte ben hallederim mi?

''Sizi buraya çağırdım çünkü cadıların eğitimini hızlandırmamız gerekiyor. Savaşabilecek durumda olan herkes büyü çalışsın özellikle savaşta işimize yarayacak olan büyüleri. Bununla bizzat ilgilenin kimsenin boşlamasını istemiyorum!''

Marcus''Merak etmeyin ekselansları en soylu ailelerin bile eğitim almasını sağlayacağım.'' Soylu aileler daha nazlı oldukları için laf dinletmek zordu ama bu ikisinin bunu yapabileceğine güveniyordum.

''Güzel onlara cadı ve büyücülerin yeteneklerini bizzat test edeceğimi söyle eminim bu onları hırslandırır.'' Sonuçta geleceğin kraliçesinin önünde rezil olmak istemezlerdi.

''Bir şey daha, bana yetenekli cadı ve büyücüler bulun onları bizzat eğiteceğim ve yanımda bulunduracağım.''

James''Benignus lisesindeki genç cadı ve büyücülerden seçmemizi ister misiniz eminim hepsi böyle fırsat için sıkı çalışır.'' Normalde büyü eğitimi vermek için çok gençtim ama benim doğayla özel bir bağım var ve sınırsız büyü bilgim doğanın ben dahil benden önce gelen bütün melezlere armağanıdır.  Bu yüzden saçları ağarmış eğitimcilere bile taş çıkarırım.

''Evet iyi fikir, bir yarışma düzenle ve sona kalan dört büyücü ve cadıyı seç.'' James her zamanki gibi mantıklı öneriler sunarken diğerlerinin aklı karışıktı. Eminim onları neden istediğimi düşünüyorlardı.

Büyücü temsilcilerimi gönderince Jim hemen söz aldı.

''Ekselansları dün büyük bir tehlike atlattınız ve ben orada olup sizi koruyamadım.'' Jim suratı asık bir şekilde konuşuyordu.

''Şuan burada oturduğuma göre herhangi bir tehlike içinde değilim komutan hatta aralarından birini bile ele geçirdik, neden moralin bozuk?'' Bu çocuk bana trip mi atıyordu ben mi yanlış anlıyordum?

''Yinede kötü bir şey olabilirdi eğer sizinle gelmeme izin verseydiniz..'' Sözünü kestim.

''Gelmene izin verseydim ne olurdu? Yaratıklara büyü dışında hiçbir şey zarar veremezdi, büyülü bir mızrakla öldürdüm onları. Yani orada olsaydın da bir şey değişmezdi.''

''Yinede benim sizin yanınızda olmam gerekirdi.'' Beni gerçekten sinirlendiriyordu. Asla dediklerimi kabul etmiyor sürekli üsteliyordu.

''Hayır, senin benim yanımda olman değil ordunun başında olman gerekiyor. Ama ısrarla benim yanımda olmak istediğini söylüyorsan eğer seni ordu komutanlığından alıp muhafızlarımdan biri yapayım! Bunu ister misiniz komutan Jim?'' Birden suratı bembeyaz oldu ve yutkundu.