Krallığın doğusuna gidiyorduk. Kurt adamlar kurt formlarında daha rahat dolaşsın diye yerleşim bölgeleri ormanlık alanların yakınlarındaydı. Bu yüzden yol manzaram çok güzeldi, yemyeşil ovalardan geçiyor aracın camından içeri giren temiz havayı içime çekiyordum. Her ne kadar fazla kişiye gerek yok desem de Steve peşimize dört araba dolusu muhafız takmıştı. Saldırıdan sonra benim isteklerimi çok kaale almıyordu sanırım, sonuçta güvenliğimle ilgili meselelerimin hepsi onun sorumluluğu altındaydı.Ufak tefek evler gözükmeye başlamıştı. Yol aldıkça evlerin boyutları da büyüyordu. Sonunda bu bölgenin sürü evine gelmiştik, ahşaptan yapılmış devasa bir çiftliğe benziyordu burası.
Evin dışında sürü üyeleri toplanmıştı. Kurtlar sürü yönetiminde alınan kararları yakından takip eder ve uygularlardı bu yüzden olsa gerek dışarısı kalabalıktı hem sarayın açılışına gelemeyen çoğu kişinin prenseslerini merak ettiğini tahmin edebiliyordum.
Araç konvoyum kurt korumaların yol açmasıyla sürü evine girdi. Diğer bölgelerdeki alfalarda buradaydı ve hepsi dışarda beni karşılamak için bekliyordu.
Derek hemen ön koltuktan inip kapımı açtı. Diğer muhafızlarda araçlardan inip etrafı sardılar ama korumam ve baş muhafızım hep bana yakın duruyordu.
Alfaların hepsi başlarını eğip beni selamlamıştı. En önde duran alfa konuştu.
"Hoş geldiniz ekselansları, ben bu sürünün alfası ve ev sahibi Jacob Urban, davetimize yanıt verdiğiniz için müteşekkiriz. Sizi burada ağılamak hepimiz için bir onurdur." Selamlarına başımla karşılık verdim.
"Hoş buldum, bugün buraya sizlerle özel olarak konuşmak için geldim."
"Elbette içeri geçelim." Alfa Jacob ile birlikte önden girdim ve beni karar salonuna yönlendirmesine izin verdim. Büyük ağaçtan bir masanın bulunduğu odaya girdik çevresi rahat görünen sandalyelerle sarılmıştı.
Ben baştaki koltuğa otururken diğerleri de sağdaki ve soldaki sandalyelere yerleştiler. Toplamda on iki alfa vardı, Derek ve Steve iki yanımda beklemeye başlayınca alfaları süzdüm. Çoğu otuzlu yaşların üzerindeydi ve iki tanede genç alfa vardı. Alfalardan birinin kadın olmasına sevinmiştim. Normalde nadir bir durumdu.
Alfa Jacob diğerlerini tek tek tanıtıp bölgelerinden bahsetti.
"Sürülerinizde ne kadar kurt adam var?" Bunu öğrenmem gerekiyordu, savaştan önce bir plan yapmak için ordumun tam sayısını bilmeliydim.
Hepsi sırayla savaşabilecek asker sayılarını söylemişti. En az sayı on bin kurt adam olan alfa Tessa'nın bölgesiydi.
İki saat boyunca kurt adamların konuşlandırılabileceği savaş pozisyonları hakkında konuşmuş ve onların tecrübelerinden de faydalanmak için fikirlerini almıştım. Cadıların aksine hepsi savaşmak için çok istekliydi ve bu beni de havaya sokmuştu.
Alfa Nicklous "Komutanınızdan memnun musunuz ekselansları?" Solumda oturan ve ellili yaşlarda olan bu alfaya kaşlarımı çattım.
"Neden sordunuz?" Gururla gülümsedi.
"Kendisi benim oğlum, işini iyi yapıyor mu merak ettim." Gözlerimi kıstım bu adamdan hiç hoşlanmamıştım gözlerinde hırslı parıltılar vardı ve her fırsatta diğer türler hakkında nefretle yorum yapmıştı.
"Yapması gerekeni yapıyor." deyip cevap vermesini beklemeden kafamı alfa Jacob'a çevirdim.
"Söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?"
"Aslında bir şey var majesteleri."
"Nedir?"
"Sadece bir fikir, eğer gönüllü kurt adamlarımızı vampir ısırığınızla dönüştürüp vampir kurt melezine çevirirseniz bize çok faydası dokunabileceğini düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZİN SAVAŞI
VampireGüvenliği için daha bebekken sarayından kaçırılmıştı. Bu süreçte krallığı büyük darbeler almış ve çoğunluğunun doğa üstü yaratıkların oluşturduğu halkı kendi içinde anlaşmazlığa düşmüştü. Onun yokluğunda her şey karışıkken artık geri dönmesinin vak...