Ben oturduktan sonra muhafızlarım içeriye girmekte olan türlerle aramdaki mesafeyi sağladı. Anladığım kadarıyla her bölgenin kendi lideri gelmişti, bu bile büyük taht salonumu doldurmaya yetti.
Sessizlik sağlandığında konuşmaya başladım.''Biliyorum ki hepiniz, neden daha önce değilde şimdi geldiğimi merak ediyorsunuz. Ben sizin prensesiniz ve gelecekteki kraliçenizim. Benden sizleri korumamı beklediğinizin farkındayım, ama tahtım da oturup kararlar alabilmem için olgunlaşmalıydım. Şu anda burada olmamın sebebi bu, sizleri koruyup kollayacak güce ulaşmam ve bunları kontrol edebilmem.''
''Hepinizin çok acılar çekip kayıplar verdiğini biliyorum. Bir daha kimse ölmeyecek, diyemem çünkü savaş kapımızda.
Ama bilmenizi istiyorum ki artık hiç kimsenin korkmasını gerektirecek bir durum yok. Çünkü canım pahasına da olsa sizi korumak için buradayım ve ben kolay kolay ölmem!''
Kurt liderleri grubundan orta yaşlı bir adam söz aldı.
''Peki şimdi aklınızda bir plan var mı ekselansları? Gezginlerin savaşa hazırlandığı haberlerini alıyoruz. Ne yapacağımızı söylemelisiniz.''
''Savaş planlarını sizinle ulu orta konuşacak değilim. Aramızda gezginler olup olmadığını bilmiyorum. Ben emirlerimi sizlere daha sonra bildiririm.''
''Sizin şu anlık yapmanız gerekenler kendi aranızda barış yapıp iç savaşa neden olmamak. Umarım bunu başarırsınız. Şayet eğer başaramazsanız kendim bizzat yapmak zorunda kalırım ve bu hiçbirinizin hoşuna gitmez!''
Türler birbirlerine öldürücü bakışlar atmaya başlayınca muhafızlar ne yapalım der gibi bana baktılar.
Kafamı biraz uzağımda dikilen geri kalan herkes gibi bakışan Derek ve Sam'e çevirdim.
''Siz ikiniz artık birlikte çalışacaksınız. Türler arası bir kavga olursa adilce sorumluları bulup bana getireceksiniz.'' Hemen itiraza giriştiler.
''Prenses Elena herkesin iyiliği için bunu yapmayın.'' diye acıklı sesiyle konuşmuştu Sam.
''İlk defa şu köpeğe katılıyorum.'' Derek'in de konuşmasıyla gözlerimi devirmek istedim ama elbette bir prenses böyle şeyler yapmamalıydı!
Sam hırlamaya başlayınca sesimi yükselttim.
''Yeter! Haddinizi aşıyorsunuz. Herkesin iyiliğini düşünmek benim işim, siz kendi iyiliğiniz için emirlerime itaat etseniz iyi olur!'' İkisi de susarken tekrardan salonumdakilere seslendim.
''Eskiden sarayda çalışanlar işlerinin başına geri dönebilirler, şimdi dağılabilirsiniz.''
Halkım emirlerime uyup sarayı terk etti, eski çalışanları geri çağırmaları için iki adam görevlendirdim. Hızlıca halledeceklerine emindim.
Askerler hazır ola geçip komutanları için yer açtılar.
''Ekselansları.'' dedi ve emirlerimi beklediğini belirtti.
''Koruyucu askerleri sarayın etrafına yerleştir, köstebek istemiyorum. Kalanlar şehirde devriye gezmeye başlasınlar.''
''Derek ve Sam, gelmeye başlayan yardımcılardan biri size kalacak yer göstersin.''
Herkesi dağıtınca yanımda konsey üyesi James Wentworth ile karar salonuma gittik, diğer konsey üyeleri bizi orada bekliyordu.
İznimle içeri girip oturdular.
Üyeler sırayla kendini tanıttı. Kurt, vampir, cadı, ve insandan oluşan bu konseyin isimlerini çoktan unuttum James hariç.
Vampir üye ''Ekselansları asker sayımız gittikçe azalıyor halk da kendini koruyamadığı için karşılarında hiç şansımız olmadı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZİN SAVAŞI
VampireGüvenliği için daha bebekken sarayından kaçırılmıştı. Bu süreçte krallığı büyük darbeler almış ve çoğunluğunun doğa üstü yaratıkların oluşturduğu halkı kendi içinde anlaşmazlığa düşmüştü. Onun yokluğunda her şey karışıkken artık geri dönmesinin vak...