Gezginlerin hikayesi.

775 57 2
                                    




Kurdumun bembeyaz tüyleri her nefes alışımda inip kalkarken gezginlerin üzerine atladım ve Ryoto'yu tutan gezgini tek pençemle üçe böldüm. Steve'e hırlarken Ryoto'yu işaret ettim. Kurt adamlar kurt formumdayken ne demeye çalıştığımı her zaman hissedebilirlerdi. Daha önce kurt muhafızlarımla böyle bir durum yaşamamış olsamda farketmezdi, beni hissediyorlardı.

Aslında alfaların alfası olduğum için bütün kurt adamlar varlığımı algılıyordu ama sadece konuşmak istediklerim beni anlayabilirdi.

Steve Ryoto'yu arkamıza çekti. Kurt formuna dönüşmeye çalışan bazı gezginlere kükreyerek engel oldum.
Gezginler bana itaat etmesede kurt formları alfaları olduğum için ediyordu.

Keskin dişlerimle üzerime atlayan bir vampiri parçaladım. Derek ve muhafızlar diğerlerinin üzerine atlarken geriye bakıp Steve'in Ryoto'yu koruyup baygın pençeyi kontrol ettiğini gördüm.

Bu yüzden gittikçe sayıları artan gezginleri pençelerimle bölmeye, dişlerimle parçalamaya ve kocaman kurt formumla onları ezmeye başladım.
Kısa bir süre sonra hepsi ölünce korumama baktım.
Her yeri kan içinde, kolları arasındaki bir kurt adamın insan formundaki boynunu kırdı.

Bana baktığında gözleri kurduma karşı hayranlık ve saygı besliyordu. Bakışları hoşuma giderken zafer uluması yaptım ve yavaşça insan formuma geri döndüm.

"Prenses yara aldınız mı?" Derek onda hiç görmediğim bir telaşla yanıma gelirken üzerime baktım önceki kıyafetlerim büyüyle üzerime oturmuştu ve hiç kan izi yoktu.

"Hayır Derek ben iyiyim." Gözlerimle hızlıca onda ve diğerlerinde hasar olup olmadığına baktım. Bir şey göremeyince derin bir nefes verip diğerlerini yanıma çağırdım.

"Almamız gerekeni aldığımıza göre gidebiliriz." Ryoto koşarak yanıma gelirken sorduğu şey üzerine Derek ve diğerlerinin kaşları çatıldı.

"Elena beni de götürür müsün krallığını görmeyi çok istiyorum?" Cesur arkadaşıma dönerken benim için ne kadar büyük bir tehlikeye atladığını düşündüm hem de sadece bir insanken.

"Ah, Ryoto keşke yapabilsem bunu bende çok isterim. Ama şu an orası gezilecek bir durumda değil, savaş kapımızda ve bir insan için çok tehlikeli. Ama söz savaş bitip her şey yoluna girince sana çok güzel bir tur ayarlayacağım." Arkadaşımın suratı düşsede anlayışla karşıladı.

"Pekala ama eğer sözünü tutmazsan saklamam için bıraktığın bütün tabloları satarım haberin olsun."
Burada yaşarken pahalı bir tablo zevkim vardı ve aldığım her şeyi Ryoto özel deposunda saklıyordu. Aklıma şaheser tablolarım gelince iç çektim her şey bitince onları sarayıma asacaktım.

"Daha önce hiç sözümden döndüğümü gördün mü?" Ryoto düşünürmüş gibi yaptı, ardından kafasını iki yana sallayarak konuştu.

"Hiç görmedim." Gülümsedim.
" O zaman bana güven ve tablolarıma iyi bak."

Ryoto'yu gönderirken sarılmamıştım. Muhafızlarım ve Derekle uğraşacak enerjim olmadığı için ona 'görüşürüz' demekle yetindim.

"Ekselansları açabildiğiniz portallarla ilgili hala bir şey anlatmadınız." Konuşan Steve baktım, Derek ve diğer muhafızlar gibi merakla vereceğim yanıtı bekliyordu.

"Ah, evet çok önemli birinin hediyesi olarak düşünün. İstediğim her yere sınır'ı geçmek zorunda olmaksızın gidebilirim."

Anında istediğim yere gitme fikri onları kaygılandırmıştı ikiside derin düşüncelere dalarken konuştum.
"Birbirinize tutunun." Baygın pençeyi de muhafızların biri omuzlamıştı ve geldiğimiz biçimde sıralanırken bileğimi öne doğru uzattım. Bilekliğin üzerindeki küçük mavi taşlar tekrardan parıldarken saniyelik zamanda açılan portal bizi yuttu.

MELEZİN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin