Özel Ordum.

717 53 1
                                    





Steve pençenin anlattıklarını aktarmaya başladı.

"Sizin laneti bozmanızla birlikte kara büyücülerinde gücünün arttığını söyledi. Sınırı bütün ordularını geçirecek kadar açık tutabilirlermiş. Burada Terra Lucis'de de saklanan gezginler olduğundan bahsetti ama kim olduklarını bilmiyor. Ordularının tam sayısını sadece en tepedekilerin bildiğini de söyledi."

Bu adamda hiçbir şey bilmiyordu. Gerçekten gezginler teşkilatlı çalışıyor ve birinin sırlarını öğrenmelerine karşın iyi önlemler alıyorlardı.

"Ne zaman saldıracaklarını söyledi mi?" Kafasını iki yana salladı.
"Sadece çok yakında gerçekleşeceğini biliyor." Bunu bende tahmin edebiliyordum.

"Yani elimizde doğru düzgün bir şey yok. Her şey boşunaydı." Sanırım savaşa körlemesine dalmak zorundaydık, istihbaratımız yok denecek kadar azdı.

"Üzülmeyin prenses ne kadar sinsice davranırlarsa davransınlar, bize karşı hiç şansları yok." Korumamın iç rahatlatan sözlerine kulak verdim. Sadece ben umudumu kaybetmeyeyim diye de söylüyor olabilirdi ama işe yarıyordu. Hemen karamsar halimden çıktım. Bana güvenen bir halkım vardı ve onlara kazanacağıma dair inancım olmadan liderlik edemezdim.

"Pekala, artık çok yaklaştık bu yüzden her şeyin hızlı bir şekilde hallolmasını istiyorum." İkisi de kafasını sallarken ordu komutanı Jim'i bir süredir ortada görmediğimi fark ettim. Çok büyük bir kayıp olduğunu düşünmüyordum, her ne kadar tavırlarından hoşlanmasam da savaş becerilerine güvenmek zorundaydım. Şu an yeni bir komutan seçecek zamanım yoktu ve savaştan önce bu bütün ordumun koordinasyonunu bozardı. Bu yüzden savaşta kendini kanıtlaması için Jim'e bir şans verecektim.

İçeri giren bir muhafız, konsey üyesi James, büyücü Marcus ve beraberinde bazı cadı ve büyücülerin geldiğini bildirdi. Onları içeri kabul ettim, demek ki istediğim büyü kullanıcıları gelmişti.

Türlerin diğer konsey üyeleri de katılırken gönüllü kurt adamlarında geldiği bilgisi verildi. Açıkçası iyi olmuştu, hepsini aradan çıkartacaktım.

Büyük taht salonumun neredeyse yarısı dolarken gelenler beni selamladı.

İçeride kalabalık bir grup olduğu için muhafızlar etrafımı sarmıştı ve adeta göz dağı veriyorlardı. Derek her zaman ki yakınımda dururken Steve tahtımın alt basamağında kraliyetin gücünü temsil eder gibi duruyordu.

Gerçekten de muhafızlarımın ve muhafız liderimin çok güçlü askerler olduğunu biliyordum, bana yakışır bir maiyetim vardı. Derek ise bambaşka bir konuydu. Onu korumam konumuna ben yükseltmiştim ve bundan son derece memnundum.

James "Ekselansları Benignus lisesinden seçtiğimiz öğrencileri taktim etmek istiyoruz." Elimle başlamasını işaret ettim.

Arkadaki dört kişiye işaret edip öne çıkmalarını sağladı. Hepsi cadı ve büyücülere özel resmi cüppeler giymişti. James sırayla tanıtmaya başladı.

"Kelvin Bert, kendisi çok çalışkan, zeki ve yaptığımız zor sınavları başarıyla tamamlayan ilk öğrenci." Eğilip reveransını yapan büyücüyü başımla selamladım. Esmer bir oğlandı ve gözlerinde zeki parıltılar vardı.

"Victoria Alexander, sınavları ikincilikle tamamlayan ve gelecek vadeden bir cadı." Bu cadıyı lisedeki ilk günümden hatırlıyordum. Beni kurtlara karşı uyarmıştı. Onun buradaki varlığına sevinmiştim, bana mahcup bir şekilde bakıyordu. Oda reveransını yaparken gözlerini benden kaçırdı.

"Adam Conroy, sınavı üçüncülükle tamamladı ve lanetin kalkmasıyla ham bir güç ortaya çıktı. Sizin bu gücü en iyi şekilde dönüştüreceğinize inanıyoruz." Çok kaslı bir çocuktu ve ham bir gücün varlığını anlamakta zorlanmıyordum. Çok zeki gözükmese de eğitildiği zaman güçlü bir büyücü olacağına emindim. Reveransıyla beni kabaca selamlarken az kalsın tebessüm edecektim.

MELEZİN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin