Kraliçe Elena Arthur.

155 15 6
                                    


Kraliyet salonum asillerler dolmuş duvarın ayrıldığı yerden ise halkımdan yüzlercesi beni izliyordu. Kurt ve vampirleri daha arkalara almaları gerektiğini söylemiştim çünkü onların insan üstü görüşleri vardı, insan ve cadıları ise ön sıralara yerleştirtmiştim böylece herkes rahatça izleyebilecekti.

Konuklarla aramda ilk olarak melezlerim ve ardından muhafızlarım dizilmişti Derek ve Steve ise sağ ve sol arka yanıma geçmiş her zamanki gibi tetikte bekliyorlardı.

Konsey üyelerim halkı temsilen tahtımın iki alt basamağında durmuşlardı. 

Arthur soyundan biri her tahta geçtiğinde konsey türleri sırayla yeni kral veya kraliçeye tacını takardı. Babama tacını cadı ve büyücülerin lideri James Wentworth taktığı için sıra insanların lideri Diana Coulsen'daydı.

James Wentworth konuşma yapmak için bir adım öne çıktı.

"Terra Lucis'in değerli halkı, gezginler yüzünden yıllarca acı çektik, parçalandık ve birbirimize düşman olduk ta ki prensesimiz Elena Arthur dönene kadar. Geldiği gibi bizi birleştirdi ve gezginlere karşı olan savaşımızı kazanmamızı sağladı. Bununla kalmadı ve gezginlerin karanlık büyücülerine yardım eden ve varlığından haberimizin bile olmadığı Karanlıklar Lord'unu yendi. Şimdiyse hakettiği ünvan olan kraliçeliğini ona vermek ve bunu kutlamak için buradayız."

Halk sevinçle alkışlarken asiller soylu olduklarını belli etmek istercesine ağırdan alıyorlardı ama  yinede neredeyse herkesin taç giyecek olmama sevindiğini görebiliyordum ve bu beni rahatlatmıştı. 

"Şimdi Diana Coulsen prensesimize tacını takacak."

Konsey üyesi Diana yavaşça bana yaklaşmıştı ve yüzünde bir gurur ifadesi vardı çünkü biliyorduki benim hüküm sürmem insan halkı için iyi yönde değişikliklere yol açacaktı. İnsanların kendilerini koruyacak güçleri yoktu ve bu krallıkta hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüşlerdi ve ne yazıkki bu babamın ve ondan önce gelen bütün hükümdarların zamanında da aynıydı. 

Bu yüzden benim insan türü için bir umut olduğuma inanıyordu ve bende bu umudu yeşertmek için elimden geleni yapacaktım.

Diana Coulsen "Ekselanslarının tacını takmak büyük bir onurdur ve bende buna layık görüldüğüm için minnettarım." 

Sarayımın sorumlusu olarak atadığım Argus tuttuğu kırmızı kadife bir yastığın üzerinde kraliçelik tacını taşıyordu. Bunu sarayın derinliklerindeki hazine odasından bizzat ben çıkartmıştım çünkü saray hazine odasının kapılarını sadece bana açıyordu. 

Taç kar tanelerinin yapısına benzeyen bir örüntüyle sekizgen bir şekildeydi. Üzeri renkli küçük taşlarla bezeliydi ve çok güzeldi. Bu tacı annemin hiç takmadığını biliyordum çünkü sadece kraliyet soyundan olan melezler taç giyerdi onların eşleriyse leydi veya lord ünvanıyla anılırdı. 

Yani Terra Lucis krallığının yönetimi sadece tek kişi ile sağlanmıştı.

Diana Coulsen "Yasaların ve konseyin bana verdiği yetkiye dayanarak Prenses Elena Arthur'u Terra Lucis'in kraliçesi ilan ediyorum. İşte karşınızda Melez kraliçe."

Diana konuşurken aynı zamanda tacı aldı ve ben koltuğumda otururken başıma yavaşça yerleştirdi.

Halkımın tezahürat sesleri kanımı kaynatmıştı sanki.

"Melez Kraliçe, Melez Kraliçe, Melez kraliçe..."

Bu kadar tezahüratın yeteceğini düşünüp ayağa kalktım ve küçük bir gösterinin sorun olmayacağını düşündüm. 

MELEZİN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin