Bir ses kulağımı tırmalıyor ve beni huzurlu olduğum yerden ayırıyordu.
"Kraliçem."
"Kraliçem."
Gözlerim aniden açılırken beni uyandırmaya çalışan hizmetlilerim ürkmüş ve geriye doğru çekilmişlerdi.
"Şey, ekselansları bir saat sonra toplantınız var."
Konuşan Ashleen'e bakıp ağır ağır kafamı salladım.
Kış uyku mevsiminde olabilirdim çünkü kurdum sürekli uyumak istiyordu. Kızlar beni hazırlarken geçtiğimiz bir haftayı düşündüm.
Derek'i lord ilan etmiş ve vampirler arası düzeni sağlaması için kendi kalesine göndermiştim.
Arada gizlice yanıma gelsede onun yokluğunu derinden hissediyordum. Artık sürekli beni takip eden bir korumam yoktu. Baş muhafızım Steve bile Derek'in gitmesine üzülmüştü. Neyseki bu ayrılık fazla uzun sürmeyecekti yarın herkese evleneceğimizi duyuracaktım.
Derek'in vampir lordu olması bir anlamda iyi olmuştu çünkü diğer vampir kontları çok sinsiydi ve ben hiçbirine güvenmiyordum. Ama artık gelecek kocam vampirlerin kontrol altında tutuyor ve kurmaya çalıştığım yeni düzende bu çok işime yarıyordu keza taç törenimden beri her gün konsey üyelerim ve zekasına güvendiğim, kendini kanıtlamış bir kaç kişiyle toplantı yapıyor ve krallığı iyileştirmek için var gücümüzle çalışıyorduk.
Hizmetlilerim beni hazırladıktan sonra dağıttığım dairemi toparlamaya başlayınca bende yemek salonuna doğru yol aldım. Son zamanlarda kurdum çok nazlanıyordu ve fazla kan içememe izin vermiyordu bu yüzden güzel bir kahvaltı yapmak zorundaydım.
Neden böyle davrandığı hakkında bir fikrim vardı. Uzun zamandır kurt formuma dönüşmüyordum ve bu kurdumu, beni çok rahatsız ediyordu. Dönüşüp koşmaya ihtiyacım vardı ve belki ormanda biraz avlanmaya.
Ertelemeyi bırakıp bugün koşacağıma dair kurduma söz verdim.
"Baş muhafız."
Karşıdan bana doğru gelip benimle birlikte yürüyen Steve'e doğru konuştum. Steve her zaman benim yanımda olmuyordu, sarayın güvenliğinden de sorumlu olduğu için beni muhafızlarına emanet edip başka işlerini halletmek için ortadan kayboluyordu ama kurduna seslendiğim her seferinde beni duyuyor ve yanıma geliyordu.
"Kraliçem."
"Toplantıdan sonra biraz koşacağım kurdum çok huzursuzlanıyor."
"Elbette ekselansları dönüşebilen muhafızlarlar birlikte sizi takipte olacağız."
Gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi, her ne kadar işlerini yapıyor olsalarda beni bir an bile rahat bırakmıyorlardı ve ben arada kendimle bir başıma kalmak istiyordum. Ama bir kaç kere ortadan kaybolmam herkesi korkuttuğu için bana savunmasız muamelesi yapıyorlardı, kaldıki belkide dünyadaki en tehlikeli yırtıcı bendim!
"Kalabalık koşmak istemiyorum Steve kurdumun biraz yalnızlığa ihtiyacı var."
Steve bir kaç saniye düşündükten sonra konuştu.
"O halde ekselansları sizi sadece ben takip edeceğim."
Ona hala dik dik bakıyordum.
"Uzaktan, sizi uzaktan takip edeceğim."
Onları korkutmak istemediğim için daha fazla zorlamadım ve kafamı salladım. Yemek solunun kapısında Argus beni bekliyordu.
"Kahvaltım hazır mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZİN SAVAŞI
Про вампировGüvenliği için daha bebekken sarayından kaçırılmıştı. Bu süreçte krallığı büyük darbeler almış ve çoğunluğunun doğa üstü yaratıkların oluşturduğu halkı kendi içinde anlaşmazlığa düşmüştü. Onun yokluğunda her şey karışıkken artık geri dönmesinin vak...