Osmanlı Sarayına köle olarak satılan bir cariyenin Hünkarını ve Şehzadelerini koruma çabaları...
Bu aşkın, iktidarın, korkunun, acının hikayasi. Osmanlı'nın en güçlü Sultan'ının hayat macerası. Kimseye boyun eğmeden ve evlatları uğruna her yolu den...
Ben Victoria. Osmanlı sarayına Rus diyarından köle olarak satılan bir cariye. Anneme, babama, kardeşime ne yaptılar onlar hala hayattamı hiç bir şey bilmiyorum , bildiğim tek bir şey var o da bu sarayda sıradan bir cariye olarak kalmayacağım. Kaderime asla boyun eğmeyeceğim.
Daha bu sabah tam on beş cariye ile saraya getirildim. Harem denilen ve içinde onlarca kadının olduğu bir yere getirdiler. Elime bir elbise tutuşturup hamama gönderdiler. Aradan saatler geçmişti. Bizimle ilgilenen bir kalfa vardı Nazlı kalfa. Yanına gittim ve neden burda olduğumu kimlere hizmet edeceğimi bana bir bir anlattı tam o sırada bizi yukarıdan izleyen bir kadın vardı. Daha doğrusu bir sultan. Mücevherleri , kıyafetleri başına takmış olduğu tacı herşeyiyle mükemmel duruyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nazlı kalfa eğilmemi söyleyince dediklerini yaptım. Bizi izleyenin Valide Handan Sultan olduğunu söyledi. Sonrada yanımdan ayrıldı. Taşlığa geri dönmüştüm.
"Nazlı kalfa haremde seninle konuşan cariye kimdi"
"Victoria adında biri Valide Sultanım bu sabah saraya getirildi."
"Güzel hatunmuş, terbiyesiyle bizzat sen alakadar ol yarın akşam hünkar oğlumun huzuruna çıkarın."
"Baş üstüne Valide Sultanım."
Nazlı Kalfa bir telaşla yanıma geldi ve beni bir daireye götürdü. Yarın akşam hünkara sunulacağım hususunda ve yapmam gerekenleri, haremin kaidelerini, kimlerle konuşmam gerektiğini, hünkarın yanında ne yapacağımı, her şeyi sırasıyla anlattı.
"Nazlı kalfa, Valide Sultan gibi olmam için ne yapmam gerekiyor sen bilirsin."
"Yapman gereken Hünkarımızın gönlünü hoş tutabilmek ve ona bir şehzade verebilmek. Tıpkı Dilruba Sultan gibi."
"Dilruba Sultan mı o da kim? "
"Hünkarımızın baş kadını ve dahi şehzade Mustafa'nın ve Hümaşah sultanımızın validesi daha hünkarımız şehzadeyken ona evlat vermiş. Hünkarımız daha yeni padişah oldu. "
"Bu şehzade Mustafa kaç yaşında?"
"Daha küçük 3 yıllık ömrü var sabinin. Sultanımız da öyle 2 yaşında o da. Hadi çok lafa tuttun beni hareme dön sen artık."
Taşlığa döndüğümde her şeyi bir bir düşündüm. Sadece bir hatun değil tıpkı Valide Sultan gibi kudretli hatta ondan daha kudretli olmayı istiyordum ve bunuda başaracaktım.
Ertesi günün akşamına doğru en güzel kıyafeti giyip en güzel kokuları sürüp hünkarımızın huzuruna çıkmak için hazırlanmıştım. Haremden çıkar çıkmaz bir ağa karşıladı bizi.
"Valide sultanımızın seçtiği hatun bu mu Nazlı kalfa."
"Evet Gül ağam bende şimdi altın yoldan geçiricektim."
