Osmanlı Sarayına köle olarak satılan bir cariyenin Hünkarını ve Şehzadelerini koruma çabaları...
Bu aşkın, iktidarın, korkunun, acının hikayasi. Osmanlı'nın en güçlü Sultan'ının hayat macerası. Kimseye boyun eğmeden ve evlatları uğruna her yolu den...
Bu bölümde güzel bölümler arasında. Yeni kararlar, didişmelerin bol olduğu bir bölüm. Diğer bölüm çok üzüleceğimiz bir bölüm olucak. Şimdiden özürrr...
Umarım seversiniz. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum canlarım🙂
***
Dairemde oturmuş ayılmaya çalışıyordum ki telaşla Gül ağa içeriye girdi. O halini görünce korkuyla ayağa kalktım.
"Hünkarımıza mı bir şey oldu?"
"Hayır. Hayır Sultanım. Yanlış anladınız. Hünkarımız bugün divanı hümayun da gerçekleşecek toplantıda şehzade Mehmet, Murat ve Süleyman hazretlerini de görmek istiyor."
"Ne saçmalıyorsun Gül ağa. Şehzadelerim ne alaka?"
"Bilmiyorum Sultanım, lakin hünkarımızın açıklayacağı mühim kararlar varmış. Belli ki yer yerinden oynayacak Sultanım."
*Nurbahar Sultan'ın Dairesi*
Nurbahar Sultan yatağından kalkmış ve şehzadesini ders için uyandırmaya giderken içeriye Nazlı kalfa girmişti. Başta ne olduğunu anlayamamıştı. Korkuyla oğlunun önünde siper olmuştu.
Nurbahar Sultan ilk başta buna anlam verememiş olsa bile olayı kavrayınca müsade etmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*Şehzade Mustafa'nın Dairesi*
Şehzade Mustafa koltukta oturmuş hünkar babasının bitirmesini söylediği kitabı okuyordu. İçeriye Gül ağa girdi. Huzurda durdu.
"Şehzade hazretleri, divana katılmanız gerektiğini söylemeye geldim. Zira hünkarımızın kesin emri. Sizi divanı hümayun da görmek istiyorlar."
*Divan - ı Hümâyun*
Ağalar, paşalar ve de vezirler dün akşam ezanından sonra aldıkları emir ile birlikte daha gün doğmadan divanı hümayunun kapısının önünde toplanmaya başladılar. Onlar kendi aralarında konuşurken yanlarına başta şehzade Mustafa ve şehzade Mehmet olmak üzere diğer üç şehzadede yanlarında durarak beklemeye başladı. Paşalar ve vezirler şehzadeleri görünce kendi aralarında konuşmaya başladı.
"Hayırdır inşallah, şehzadelerimizin burda ne işleri var?"
"Şehzadeler de burda olduğuna göre mühim belli ki."
"Küçük şehzadelerin burda ne işi var Allahaşkına, onlar ne anlar devletten, toplantıdan."
"Öyle deme paşam, kaç padişahımız onların yaşındayken tahtta oturdu bilmez misin sen?"
"Onu bunu geçin de kıyamet yakındır. Maşallah hünkarımızın tam sekiz şehzadesi var, kim çıkar tahta."
"Tartışmaya gerek bile yok paşalar, şehzademiz Mustafa hazretleri dururken diğer şehzadelere ne hacet."
