Uzuuuun uzuuuun bir aradan sonra herkese merhaba. Bölümleri artık geç atmaya başladım, farkındayım. Bu bölüm telafi bölümü olsun. Sultanların çokça kavga ettiği, şehzadelerin arasının açıldığı ve de hünkarın büyük sözlerini okuyacağımız bir bölüm oldu.
Umarım beğenirsiniz. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum...😘
***
Gece boyunca hünkarımız ve evlatlarım ile vakit geçirmiştik. Yorucu bir günün ardından güzel bir uyku çekmiştim. Sabah Metehan ve Selim ile birlikte yemek yedikten sonra onlar derslerine bende haremi kontrol etmek amacıyla taşlığa indim.
Harem kapısının önüne kadar geldiğim de haremden çıkmak üzere olan Dilruba' yı gördüm. Beni görmezden gelip dairesine doğru ilerleyeceği vakit önüne geçtim. Durmak zorunda kaldı.
"O gönderdiğin hatunun sonu diğerlerinden farksız oldu."
Dilruba dediğime gülmüş ve kendinden emin bir şekilde bana dönmüştü. "Senin de yapabileceğin tek şey bu öyle değil mi? Hünkarımızın koynuna giren o zavallı hatunları yok etmek."
"Eğer sen kendi yapamadığını bir başka hatunun üzerinde yapmaya kalkarsan, her defasında bu sonla karşılaşırsın."
"Hala anlamadın değil mi Mahpeyker? Ben Sultan Beyazıt'tan vazgeçeli çok oldu. Benim için artık sadece şehzadem var ve onun istikbali."
"En başından beri bu olması gerekirdi zaten. Lakin sen karşıma çıkmayı değil de bir korkak gibi benimle oynamayı seçtin."
"Mahpeyker Sultan..." Dilruba'nın tam yanında duran ve belli ki benim ettiğim son sözü duyan şehzade Mustafa yanımızda durmuştu.
"Siz validemi her fırsatta bu şekilde aşşağalayacak mısınız?"
"Sen bu işlere karışma Mustafa!"
Harem kapısının önünde ve bizi izleyen cariyeler arasında bana bağırmaya kalktı.
"KARIŞIRIM ELBET! Validemi ilgilendiren her mevzu beni de alakadar eder. Bunu anlasanız iyi edersiniz?"
"Mustafa..."
"ŞEHZADE MUSTAFA DİYECEKSİNİZ!"
Tam lafa giricektim ki bu sefer susmamı sağlayan şehzade Mustafa değil bilakis benim şehzademdi.
"Şehzade Mustafa!" Mehmet yanımda durmuş ve abisine karşı durmuştu.
"Nasıl ki Valideniz sizin zaafınız. Karşında durup bağırma cürretin de bulunduğunuz da benim zaafımdır bilesin."
Mustafa sinirle Mehmete dönmüştü. "Bu konu çocukların girebileceği bir konu değil Mehmet, dairene geç ve derslerinle alakadar ol."
"Bana ne yapacağımı sen söyleyemezsin. Ayrıca çocuk diye bahsettiğin kişi senin bu sarayda ki en büyük rakibin."
Mustafa Mehmete doğru bir adım attı. Annelik iç güdüsüyle Mehmet'in kolundan tutmuş ve geriye çekilmesini sağlamıştım. Ani bir şekilde dönüp arkama baktığımda Gevherhan'ı ve Murat'ı gördüm. Murat sinirle abisinin yanında durmuş ve şehzade Mustafa'nın karşısında durmuştu.
" DESTUUUUR SULTAN BEYAZIT HAN HAZRETLERİ"
Destur ile birlikte herkes huzurda durdu. Yanımıza geldi. Mustafa ve Mehmet'e sinirle baktı ve herkesin dairelerine dağılmasını söyledi.Evlatlarım ile birlikte kendi daireme geçtim.
*Dilruba Sultan Dairesi*
Şehzade Mustafa ve Dilruba Sultan, Sultan Beyazıt'tan aldıkları emir ile hızlıca daireye geçmişlerdi. Sultan Beyazıt evvel Dilruba Sultan'ın dairesine girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İktidar Oyunları
Historical FictionOsmanlı Sarayına köle olarak satılan bir cariyenin Hünkarını ve Şehzadelerini koruma çabaları... Bu aşkın, iktidarın, korkunun, acının hikayasi. Osmanlı'nın en güçlü Sultan'ının hayat macerası. Kimseye boyun eğmeden ve evlatları uğruna her yolu den...