Osmanlı Sarayına köle olarak satılan bir cariyenin Hünkarını ve Şehzadelerini koruma çabaları...
Bu aşkın, iktidarın, korkunun, acının hikayasi. Osmanlı'nın en güçlü Sultan'ının hayat macerası. Kimseye boyun eğmeden ve evlatları uğruna her yolu den...
Dairemde oturmuş kahve içiyordum. Can sıkıntısından ve biraz da hava almak bahanesiyle hareme inmiştim. Cariyelerle oturmuş sohbet ediyorduk. Cariyelerden samimi olduğum bir hatun bana döndü ve gözdeler katında bir daireyi eliyle gösterdi.
"Hatırlıyor musunuz Sultanım, bir vakitler işte gösterdiğim bu daire de kalıyordunuz."
"Unutur muyum hiç İkbal Hatun. Ne badireler atlattım o dairede."
Cariyelerin yanından ayrıldım ve gözdeler katında olan eski daireme gittim. Elif hatun da benim ile birlikteydi. Daireyi uzun uzun gezdikten sonra Elif hatun yanıma geldi.
"Sultanım bu Sofia denen hatun aşmış kendini. Haremde yine abuk subuk konuşur olmuş."
"Nerede hatun?"
"Aşağıda cariyelerin yanında sizden bir habersiz belli ki."
Ayağa kalktım ve gözdeler katında olan terasa çıktım. Elif hatunun dediği gibiydi. Oturmuş hatunların arasına kahkahalar atarak konuşuyordu. Yukarıda beni görünce hemen sustu ve önüne döndü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşağıya indim Sofia hatunun önünde durdum. Ayağa kalkmış ve huzurda durmuştu. Sinirli bir şekilde haremden çıktım ve daireme geçtim.
Akşam olmuştu. Validemizin yanına gitmiş birlikte yemek yemiş ve evlatlarımla birlikte vakit geçirmiştim. İlk Mehmet uyudu , Hafsa hatun onu beşiğine yatırdı. Bende Gevherhanı yatırdıktan sonra yatağıma geçmiştim. Gece geç vakitlerde Elif hatunun beni uyandırmasıyla uyanmıştım.
"Sultanım sizi rahatsız ettim lakin şehzade Mehmet çok hasta ateşini indiremiyoruz."
"Nerede şehzadem getirin bana çabuk."
Yataktan kalktım ve şehzademin yanına gittim. Ateşi baya yüksekti. İlk önce elbiselerini çıkardım. Hafsa hatuna döndüm,
"Hafsa hatun derhal hekim kadına haber ver. Elif hatun sende Valide sultanıma haber ver çabuk hadi."
İkiside daireden çıkmıştı. Şehzademle ilgileniyordum. İlk defa bu hale geldiğini gördüm. Çanakta duran suyla kollarını, bacaklarını ve ensesini yıkıyordum lakin bir fayda etmiyordu. En sonunda ilk önce hekim kadın sonra da Validemiz daireye geldi.
"Mahpeyker, neyi var şehzadenin?"
"Bilmiyorum Validem bende kalktım bu haldeydi evladım."
Hekim kadın yatağa yatırmış ve ilgilenmeye başlamıştı.
*Dilruba Sultan Dairesi*
Dilruba Sultan haremden gelen seslerle dairesinden çıkmış ve oradan oraya koşuşturan Nazlı kalfayı durdurmuştu.
"Ne oluyor Nazlı kalfa, kötü bir şey yoktur umarım?"
"Şehzade Mehmet hazretleri rahatsızlanmış Sultanım. Valide sultanımda şimdi Mahpeyker Sultan'ın dairesinde."
