38. Bölüm

31 2 0
                                    

Evet sonunda yeni bölüm geldi. Devamıda gelicek. Beklemede kalın. Oylarınızı bekliyor ve yorumlarınızı merak ediyorum.🌸




Bedbaht bir güne daha uyandım. Lakin bu sefer sarayımda, evlatlarımla birlikte değil. Eski sarayda, küf kokan ve eski sarayın terkedilmiş bir dairesinde evlatlarımdan bir haber uyanmıştım. Yataktan kalktım. Pas içinde duran cama doğru ilerledim. Kasvetli ve yağmurlu olan gökyüzüne baktım. Ne kadar ağlamamak için, hala eski gücümde ve bir o kadar da güçlü gözükmeye çalışsam da içim kan ağlıyordu.

Önce aşık olduğum, sevdasıyla beni her yeni bir güne daha güçlü kılan, gözlerinde gördüğüm aşkla bana bakan ve gülüşüyle beni ben yapan, canımın padişahı,hünkarımı, Sultan Beyazıt'ı kaybetmiş ardından şehzadelerimi bir daireye kapatılmış onlardan uzak, kokularına hasret, ayakta durmaya çalışıyordum.

Bir örtüyle üstü kapatılmış olan aynaya doğru ilerledim. Örtüyü üstünden yavaşça çektim. Toz içinde duran aynadan kendi yansımama baktım.

Solan yüzüme, çöken gözlerime, Beyazıt'ın aşık olduğu o ela gözlerime baktım. Bir gün içinde ne çok acıya şahit olmuştum da bu hale gelebilmiştim. Uzunca bir süre kendime baktım. Kapı tıklatıldı, ben daha bir cevap vermeden kapılar açıldı. İçeriye Nazlı kalfa ve arkasından ise Gevherhan, Atike ve Hanzade girmişti. Atike koşarak bana sarıldı. Eğildim ve onunla aynı boya geldim. Sıkıca sarıldım. Saçlarını öptüm. Sonra Elif kucağında duran Hanzede ile yanıma geldi. Küçük kızımı kucağıma aldım. Sarılıp, kokusunu içime çektim. Gevherhan'a döndüm. Ağlamaklı bir şekilde yanıma geldi ve sarılarak ağlamaya başladı. Saçlarını okşayıp sakinleşmesi için sırtını sıvazlıyordum.

Koltuğa oturmuştuk. Hanzade kucağımda oturuyor, Atike solumda Gevherhan ise sağımda oturmuştu. Nazlı kalfa ve Elif ayakta durmuştu. Gevherhan'a döndüm.

"Saraydan nasıl çıktınız. Kardeşlerin oradayken neden yanıma geldiniz Gevherhan?"

Gevherhan yanağından süzülen göz yaşını silmiş ve bana dönmüştü.

"Ben istermiydim şehzade kardeşlerimden ayrı durmayı Validem. Lakin Dilruba Sultan bizi de eski saraya sürdü."

Nazlı kalfaya baktım. Sinirle onlara baktım.

"Olur mu öyle şey, hadi ben ve Nurbahar'ı anlarım. Lakin siz hanedan mensubusunuz. Nerde görülmüş al-i Osmandan olan bir Sultan'ın eski saraya sürüldüğü."

Sinirden yerimde duramıyordum. Atike ağlayarak söze girdi.

"Bizi göndermeyin Validem. Sizin yanınızda kalalım. Hem ben Selim ve Metehan'a söz verdim..." Şehzadelerimin adını duyunca Atike'ye döndüm.
"Onların yerine ben sarılıcakmışım size... Sizi çok özlediklerini ve bir an önce size kavuşmayı düşündüklerini söyleyip duruyorlardı Validem."

Dolan gözlerimle Atike'ye baktım. Gülümsedim ve sarıldım. Şehzadelerime sarılırcasına ona sarılmıştım.

Nazlı kalfa ve Elif eski sarayın koridorlarında dolaşıp sultanlarıma daire hazırlattırıyordu. Daireleri hazır olunca kızlarım oraya geçtiler. Öğlene doğru Nurbahar yanıma geldi. Koltuğa oturdu. Başta sessizce bekliyor hiç bir şey demeden yanımda oturuyordu.

"Ne için geldin Nurbahar?"
Önce bir müddet bana baktı. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Şehzadelerinden bir haberin var mı? Öğrene bildin mi?"

"Hayır, hiç bir şey bilmiyorum onlar hakkında."

"Saraya gitsek, evlatlarımızı görsek. Olmaz mı? Hem belki Mustafa ile konuşuruz."

İktidar Oyunları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin