37. Bölüm

58 4 0
                                    

*Has Oda*

Sultan Beyazıt ağrılarından ve mide bulantısından uyuyamamıştı. Yataktan kalktı ve masasının üzerinde duran ilaçtan ağrılarını gidermesi umuduyla üst üste iki kaşık içmişti. Başı dönmeye başlamış ve o esnada ilaç şişesini elinden düşürmüştü. Çok kalmadan Sultan Beyazıt ağrılarına dayanamamış ve olduğu yere çökmüştü.

***

Sabah yüzüme vuran kavurucu güneşle ve bir o kadar da sert esen rüzgarla gözlerimi açtım. Başımı yana çevirdiğim de Beyazıt'ı göremedim. Yatakta doğrulup esnemeye başladığım anda Beyazıt'ı yerde baygın bir halde gördüm. Hızlıca yerimden kalktım ve yanına ilerledim. Yüz üstü düşen bedenini kendime doğru çevirdim.

Kendine gelmesi için ve uyanabilmesi için sarsmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendine gelmesi için ve uyanabilmesi için sarsmaya başladım.

"Beyazıt kendine gel. Aç gözlerini. Beyazıt!"

Bir kaç defa sarsmış sonrada ayağa kalkıp kapıya ilerleyip açtım. Ağalar huzurda durdu.

"Derhal hekimbaşını ve Gül ağayı çağırın, çabuk."

"Mahpeyker." Adımı duymamla arkama döndüm. Beyazıt gözlerini açmış ve doğrulmaya çalışıyordu. Koşarak yanına gittim.

"Bir şey yok Beyazıt, Hekimbaşını çağırdım. İyileştirecek seni."

Zar zor nefes alıyordu. Güç bela onu yerden kaldırdım ve yatağa yatırdım. Bir bardak su içirmeye çalıştım. Sürekli midesini tutuyor ve nefes almaya çalışıyordu.

"Dayan Beyazıt nolur dayan Allahaşkına."

İçeriye Gül ağa girdi. Yanında ise Hekimbaşı duruyordu. Hekimbaşı yatağa ilerleyeceği vakit Beyazıt durdurdu.

"Çekilin... Çıkın... He-hekimbaşı çıkın... Yalnız bırakın bizi."

Buna anlam verememiştim. Bir hekimbaşına birde Beyazıta bakıyordum.

"Olur mu öyle şey hekimbaşı yapman gerekeni yap. Çabuk!"

Herkes daireden çıkmıştı. Ben ve Beyazıt tek başımıza kalmıştık. Yanına yatağa oturdum ve bir elini tutmaya başladım.

"Mahpeyker...bitti artık. Zorlamanın bir manası yok. İnsan hissedermiş...öleceği anı. Senden son bir şey istiyorum..."

O konuşuyor ben de ağlayarak onu dinliyordum.

" Sen benim bu yalan dünyada ki hakikatimsin... Sana olan sevgim bakidir. Şehzadelerim, sultanlarım ve dahi devletim sana emanet. Ne yapman gerektiğini biliyorsun..."

"Deme öyle Beyazıt, ben ne yaparım sensiz. Sen yokken nefes dahi alamıyorum benden yaşamamı mı istiyorsun. Yapamam. Sen yoksan ben de yokum. Senin için savaştım ben. Şimdi beni bırakmak olmaz Beyazıt. Seninle yaşayacağımız onca şey varken olmaz."

İktidar Oyunları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin