17. Bölüm

91 4 0
                                    

Beyazıt ile birlikte koltuğa oturmuştuk. O beni izliyor ben ise Mehmet'in olayından dolayı ne diyeceğimi bilememiş bir ona birde yerdeki halıya bakıp duruyordum. Hiç beklemediğim bir şekilde Beyazıt önüme gelen saçımı kulağımın arkasına tutuşturmuş ve bana gülümsemişti. Ondan aldığım cesaretle bende ona doğru gülümseyerek dönmüştüm. Beyazıt söze girdi.

"Seferde olduğum süre zarfında çok düşündüm. Neyin ne olduğunu orda anladım. Şimdi sen soracaksın ne diye. Sana olan özlemim ve aşkım öyle derin ki, Rabbime bir an önce bu sefer bitsinde sevdiğime kavuşayım diye dua ettim kaç gece."

"Beyazıt senin duygularında bende bakiydi. Sana olan özlemimi evlatlarımla ilgilenerek geçirmeye çalıştım. Lakin senin yerin ayrı."

"Benim canımın sultanı, güzel yüzlüm. Rabbim bir daha bizi birbirimize hasret bırakacak kadar ayrı düşürmesin."

"Amin Hünkarım."

Beyazıtın göğsüne başımı yaslayıp ona olan özlemimi gideriyordum. O gün boyunca hünkarımızla birlikte vakit geçirmiş, birlikte yemek yemiş ve gece geç saatlere kadar sohbet etmiştik. Sabah geç vakitlerde uyanmış yemek yemiştik.

*Mahpeyker Sultan Dairesi*

Mahpeyker Sultan'ın evlatları bir sofraya oturmuş yemek yiyorlardı. Şehzade Mehmet, Gevherhan Sultana dönerek sitemlerini dile getiriyordu.

"Gevherhan dün hünkarımızın yanında neden öyle dedin. Beni zor durumda bıraktığının farkında değilmiydin?"

Gevherhan Sultan kendinden emin bir şekilde kardeşine dönmüştü.

"Merak etme Mehmet, her şey yolunda, ne yaptığımın farkındayım ben. Ne yaptıysam senin iyiliğin içindi."

"Benim iyiliğim sana mı kaldı."

Mehmet ve Gevherhanın arasında geçen konuşmayı Dilruba Sultan bozmuştu. Daireye girmişti. Mahpeyker Sultan'ın evlatlarına bakarak "Valideniz nerde?" diye sormuştu. Gevherhan istifini bozmadan Dilruba Sultan'ın sorusuna karşılık vermişti.

"Validem, Hünkar babamızla birlikte has odadalar. Dün sabahtan beri birlikteler. Birazdan gelir Validem."

"Öyle mi? Ne hoş. Geldiğimi haber edersiniz. Beni bulsun." Diyip daireden çıktı...

Beyazıt ile birlikte yemek yedikten sonra koltuğa geçip oturmuştuk. Hali biraz kötüydü. Endişelenmiştim.

"Beyazıt iyimisin. Dünde böyle gördüm seni."

"İyiyim Mahpeyker. Yol yorgunluğudur. Dinlensem geçer."

"Öyleyse ben daireme döneyim. Zira çocuklar beni merak etmişlerdir. Sende yat uyu. Ben akşam gelirim yine yanına."

Beyazıt yanağımdan öpmüş ve gülümsemişti. Bende ona gülümseyip daireden çıktım. Kendi daireme geri dönmüştüm. Lakin kapıda hatunlar yoktu. İçeride koşuşturma sesleri ve Elif hatunun bağırma sesleri geliyordu. İçeriye girdiğimde Elif hatun yatağın başında durmuştu. Köşede Mehmet ikizleri oyalıyor, Gevherhan ise yatağın bir ucunda duruyordu. Beni görünce ağlamaklı bir şekilde konuşmaya başladı.

"Validem çok şükür geldiniz. Kardeşim Atike..."

Hemen yatağın yanına gittim. Elif hatun Atikenin üstünü çıkarmış ve alnına da ıslak bir bez koymuştu.

"Elif hekim kadını çağırdınız mı?"

"Hafsa gitti Sultanım."

"Ne oldu? Neden bu halde yavrum?"

İktidar Oyunları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin