* Topkapı Sarayı*
Valide Dilruba Sultan oğlunu yalnız bırakmak istemiş ve olanları sorgulamak için kendi dairesine geçmişti. Yanında Kiraz ağa ve Cennet kalfa vardı. Onlarla birlikte konuşup düşünüyordu ki hızla içeriye giren Narin kalfayı gördü. Kiraz ağaya başıyla kapıyı gösterdikten sonra Kiraz ağa ve Cennet kalfa huzurda durup daireden çıktı. Dilruba Sultan bir terslik olduğunu anlamış ve Narin kalfayı dinlemeye başlamıştı.
"Ne oldu Narin, aslanım iyi mi?"
Narin kalfa öğrendiği haberi Valide Sultan'ına nasıl anlatacağını bilememiş ve lafı ağzında gevelemeye başlamıştı. Dilruba Sultanın keskin bakışlarını görünce hızlıca toparlanmış ve olduğu gibi anlatmaya başlamıştı.
"Valide Sultanım, şehzadeler dairelerinde yok."
Valide Dilruba Sultan duyduğuyla şoka girmiş ve ne yapcağını bilemez halde dururken bu seferde dairesine, Hümaşah Sultan'ın nedimesi, Hatice Hatun girmişti. Başını yerden kaldıramayarak Dilruba Sultan'ın yanına kadar geldi ve huzurda durdu.
"Valide Sultanım, ben Hümaşah Sultanımızın nedimesi Hatice Hatun... Sultanım çarşıda dolaşırken Gevherhan Sultan, Hümaşah Sultanımızı alıp götürdü. Bende ellerinden zor kurtuldum. "
Valide Dilruba Sultan afallamış ve olduğu yere çökmüştü. Narin kalfa bir anda yanına koşmuş ve kolundan tuttuğu gibi koltuğa oturttmuştu Dilruba Sultan'ı.
"Bittik biz! Bittik."
Valide Dilruba Sultan sadece sayıklıyor ve ne yapacağını bilemiyordu.
*Eski Saray*
Hızlıca faytondan inmiş ve daireme doğru koşar adımlarla ilerliyordum. Daireme ulaştığımda Hafsa hızlıca kapıyı açmış ve girmemi sağlamıştı. İçeriye girdiğimde köşede oturan evlatlarımı gördüm. Onlarda beni görünce hızlıca bana doğru koşmuş ve sarılmaya başlamışlardı. Hepsiyle teker teker hasret giderdikten sonra divana oturmuştuk. Selim bana doğru döndü ve konuşmaya başladı.
"Sizi bir daha göremiycez diye çok korktuk Validem."
"Geldim oğlum, artık hep bir arada olucaz."
Evlatlarıma son bir kez sarıldıktan sonra Gevherhan'a döndüm.
"Sen burda kardeşlerinle kal, benim halletmem gereken son bir işim kaldı. Akşam belki de sabaha doğru Gül ağa sizi almaya gelicek. Onunla geliceksiniz benim olduğum yere."
"Siz nasıl isterseniz Validem."
Gevherhan'a gülümsemiş ve kapıya doğru ilerlemiştim ki Nurbahar ile göz göze geldik.
"Evlatlarımız sana emanet Nurbahar."
Nurbahar sadece başını sallamış ve oğluna sarılmaya devam etmişti. Evlatlarıma göz ucuyla son bir kez baktıktan sonra daireden çıktım.
Gül ağa ile birlikte saraya varmıştık. Faytondan inip Rüstem Paşa'nın bizi beklediği yere gittik. Kimsenin bizi göremeyeceği bir yerdeydik. Rüstem paşaya doğru döndüm.
"Rüstem paşa, sen saraya gir. Olaylardan bir şekilde haberin olduğunu vede Sultan Mustafa'ya biat ettiğini açıkla. Onu kendine inandır."
Rüstem paşa tedirgin bir şekilde bana baktı.
"İnanmaz ki bana Sultanım. Ben sizin damadınızım. Bu vakte kadar size hizmet ettim. Nasıl yapıcam?"
"O kadarını da ben mi düşünücem Rüstem, bir yolunu bul işte. Beni onlara karşı kötüle, hakkımda onların inanacağı şeyler söyle. Mustafa'nın yanında olduğuna ikna et. Mahmut paşada seninle olucak. Ben şimdi ocağa gidicem. Yeniçerilerin bir kısmı padişahın gözünü korkutmak için Divan-ı Hümâyun'un önünde isyana tutuşurken bir kısmıda benimle birlikte saraya giricek. Ben gelene kadar onların yanında olucaksınız. Has odaya giren bütün kapıları bana siz açıcaksınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İktidar Oyunları
Historical FictionOsmanlı Sarayına köle olarak satılan bir cariyenin Hünkarını ve Şehzadelerini koruma çabaları... Bu aşkın, iktidarın, korkunun, acının hikayasi. Osmanlı'nın en güçlü Sultan'ının hayat macerası. Kimseye boyun eğmeden ve evlatları uğruna her yolu den...