İşte beklediğimiz bölümler geldi. Bu bölümden sonra kitabımızın asıl bölümü başlamış olacak. Dengeler değişecek. Kitap hakkında yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyor olacağım 😘
*3 Yıl Sonra*
Bir bayram sabahına daha gözlerimi açtım. Sabah namazı için abdestimi almış ve Elif hatunun sermiş olduğu namazlığın başına geçmiştim. Sabah namazını kıldıktan sonra dua mı etmiş ve yerimden kalkmıştım. Bayram kahvaltısı için Nazlı kalfa ve Gül ağa has bahçeyi düzenliyordu. Hazırlıkları izlemek için terasa geçtim. Her şey dün akşam konuştuğumuz gibi hazırlanmıştı. İçeriye geçip üstümü değiştirdim.
Bu geçen üç yıllık zaman da Hünkarımıza bir yıl arayla iki evlat daha verdim. Cihangir ve Hanzade. Cihangir iki yaşına Hanzade ise bir yaşına girmişti. Evlatlarımın hepsi büyümüştü. Mehmet'im babasının boyuna gelmişti bile. Murat ve Süleyman da birer cengaver şehzadeler olmuşlardı. Selim beş yaşına Metehan ise dört yaşına girmişti. Gevherhan ve Atike ise Validelerine ve hünkar babalarına yakışır birer genç ve güzel Sultan olmuşlardı. Her şey yolundaydı.
Dairemde oturmuş kahvemi yudumlarken içeriye Gül ağa ve Nazlı kalfa girdi. Huzurda durdular.
"Sultanım sabah şerifleriniz hayırlı olsun. Bayramınız mübarek olsun."
"Sizlerinde Gül ağa." Tebessüm etmiş ve kahvemi sehpanın üstüne bırakmıştım.
"Nazlı kalfa bir an önce haremdeki cariyelerin bayram harçlıkları verilsin. Sonra zamanında vermeyince laf ediyorlar. Bir de onlarla uğraşamam.""Derhal istediğinizi yerine getiriyorum Sultanım."
Huzurda durdu ve daireden ayrıldı.*Harem*
Nazlı kalfa arkasında duran üç ağa ile birlikte taşlığın ortasında durdu. Cariyelerin hepsi sandıkların başına toplandı.
"Hadi yine iyisiniz, sultanımız bir iyilik yaptı size, bayram harçlıklarınızı bile veriyor."
Nazlı kalfa teker teker hatunların hepsine almaları gereken kadar altın dağıttı. Dilruba Sultan yanında duran Narin hatun ile birlikte Nazlı kalfayı izliyordu. Nazlı kalfa hatunlara altın dağıtırken köşede onu izleyen Dilruba Sultan'ı farketti. Huzurda durdu ve işine devam etti. Dilruba Sultan ise taşlığa girdi. Kapıda duran ağalardan biri desturla Dilruba Sultan'ın adını söyledi. Cariyelerin hepsi huzurda durdu. Dilruba Sultan, Nazlı kalfaya dönerek,
"Ne zamandan beridir cariyelerin hakkı olana iyilik deniliyor?"
Nazlı kalfa önce anlayamamış lakin sonrasında altınlardan bahsettiğini anlamıştı.
"Sultanım ben öyle demek istemedim, sadece öyle eğlencesine laf ettim."
"Eğlencesine bile olsa kimseyi aşağılayamazsın Kalfa. Sultan'ın sana bunu öğretemedi mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İktidar Oyunları
Historical FictionOsmanlı Sarayına köle olarak satılan bir cariyenin Hünkarını ve Şehzadelerini koruma çabaları... Bu aşkın, iktidarın, korkunun, acının hikayasi. Osmanlı'nın en güçlü Sultan'ının hayat macerası. Kimseye boyun eğmeden ve evlatları uğruna her yolu den...