11

72 16 75
                                    

   Ateş böcekleri etrafta cirit atıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


   Ateş böcekleri etrafta cirit atıyordu. Etrafı aydınlatan tek ışık kaynağı bu böcekler, etrafta bitkiler dışında canlılık gösteren tek yaratıklardı aynı zamanda. İçi dışı şişmiş, bunalıma girmişti. Ormandan çıkış yolunu bir türlü bulamıyordu, nereye baksa aynı gözüküyordu: Karanlık ağaçlar.

   Onu kurtarmaya gelecek kimsesi yoktu, burada kalmıştı. Ömrünün sonuna kadar burada çürüyeceğini düşününce karnına kramplar girdi. Saçmalıyorsun Nadia. Evet, kesinlikle saçmalıyordu çünkü mutlaka birileri gelirdi. Bu lanet olası yere neden gelmişti ki zaten. Hepsi aptallığındandı.

   Elinin tersiyle ittiği birçok imkanın değerini şimdi anlıyordu. Oteldeki sırtına dikenler batırır gibi acı veren yatağa bile razıydı. Hatta öyle ki perileri bulamasa bile yeniden beş yıl feda edebilirdi. Çok mu ileri gittin acaba? Kaldığı süre boyunca tek konuşma kaynağı kendisi olmuştu çünkü konuşacak kimsesi yoktu.

   Kafasını ağaca yaslayıp gözükmeyen gökyüzüne bakma umuduyla ağaç yapraklarının aydınlık kısımlarını inceledi. Ağaçlar çok uzun olduğu için mi gün ışığı buraya gelmiyordu yoksa ormanda kaybolduğu için mi zaman geçmiyordu? İkisi arasında gidip geldikten sonra kapanan gözlerini zorla açtı. Uyku şu an çok tatlıydı ve Nadia'nın bu uykuya çok ihtiyacı vardı.

   Uyuduğunda vahşi bir hayvanın saldırısına uğrama ihtimali vardı ama uyumasa bile karanlıktan gelecek olan saldırıya ne kadar karşı koyabilirdi? Adam'ın gözlüklerine şu an çok ihtiyacı vardı. Onların aslında ne kadar değerli olduğunu birkez daha anladı. Bir umut çantasını karıştırmaya başladı. Poşette olan yaş kıyafetleri, diğer kuru kıyafetler ve birkaç kitap.

   Çantasının yanında olan cam şişeyi eline alıp bakmaya başladı. Son birkaç yudum suyu bir saat önce içmişti. "Has!" Yanından sürtüp geçen fareyle bir süre bakıştıktan sonra fare gözlerden kayboldu. Ayağa kalkarak üstündeki tozu çırptı. Olabildiğince dikkat ederek birkaç ateş böceği yakaladı ve cam şişenin içine attı. Kapağını kapatıp bulduğu bir taş yardımıyla kapakta ufak delikler açtı. Canlı bir lambası vardı artık.

    Elinde bu şişeyle beklediği yere geri oturdu. Hava çok soğuktu ve bir ateş, en ufak bir kıvılcım onu ısıtsa yeterdi. Bulduğu birkaç dalı tutuşturmayı başarıp, ateşin kontrollü yanması için etrafı düzeltti. Vücudu ısıyı görünce gevşemişti. Uykusu ateşin bu hoş sesiyle artarken, ateşe güvenerek kolunu başının altına aldı ve oracıkta kıvrıldı.

&

   Gözlerini araladığında ateş sönmüştü. Doğruluğunda sırtının ne kadar ağrıdığını ve kolunun acı verici uyuşukluğunu anladı. Ellerini beline koyup bir gerilme hareketi yaptı. Siyah saçlarını sımsıkı yaptığı topuz gevşemiş, üstündeki uykunun ağırlığı gitmişti. Ayrıca cam şişede olan ateş böcekleri de ölmüştü. Eline aldığında şişeyi birkaç kez sallamış, ölümden başka bir şey görememişti. Hâlâ onları çıkarmayı unuttuğuna inanmak istemiyordu.

SAKLI DÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin