Bir insanla yıllarca yaşayabilir ama hiç tanımayabilirdiniz. Onunla aynı evde kalır, aynı odayı paylaşırdınız. Çoğunlukla aynı saatte aynı yemeği yerdiniz. Fakat yine de buna rağmen size kaldırımda yanınızdan geçen biri kadar yabancı olabilirdi.Sonra bir anda karşınıza biri çıkardı, aynı acıları paylaştığınız. Derler ki aynı acıyı paylaşan iki kişi sonsuza kadar beraber olurlar. Doğru muydu?
Nadia şu an bunu sorguluyordu. Yabancının gözlerinde aynı acılara tanık olmuşluk hissi parlarken, onun sadece düşmanı olmasına anlam vermekte zorluk çekiyordu. Sadece canı yanarken denk gelmiş yanlış kişi de olabilirdi karşısında duran kişi.
Yanında duran kayanın dibine oturdu ve zihnini arındırmaya çalıştı. Meghalaya ormanlarına geldiğinden beri birçok sır peşinden ayrılmamıştı. Tüm bunların yaklaşık iki hafta içinde gerçekleşmesi ise başka konuydu.
Çantasının kenarında duran suya uzanıp yudumladı. Yanılgılar içinde yaşıyordu, buna dur demenin zamanı çoktan gelmişti. Nemli gözlerini avcıya sabitledi. Herhangi bir duygu ya da belirti arıyordu. Avcı birkaç adım atıp tam önüne oturdu.
Nadia istemeden zayıflık duygusuyla boğuldu. Tanımadığı birinin önünde bu kadar zayıf olması kabul edilemezdi. Zamanla gevşemiş saçlarını açtı, yeniden ensesinde bir topuz yaptı. Bir iki perçemi ince parmaklarıyla topuzundan ayırdı. Çantasına asılı olan siyah şapkayı başına geçirdi.
"Öğrenmek istediklerini sor." dedi kararlı ses yapısıyla.
"Sohbet ederiz sanmıştım." dedi avcı ve hemen ardından "Buraya neden geldiniz? Bir turistten fazla gibisiniz."
Doğruydu, bir turistten fazlasıydılar. Şimdi ona arayıcı olduklarını söylemek isterdi fakat detaya inmesini isteyeceği kesindi. En yaklaşık yalanı düşünüp dudaklarından "Biz keşif ekibiyiz," cümlesinin dökülmesine izin verdi.
Avcı başıyla onayladı. Bir daha ki soruyu düşünür gibi bir hâli vardı. Nadia onun aklından ne gibi soruların geçtiğini merak etti. Lord Matt'i mi soracaktı yoksa birçok avcıyı nasıl öldürdüğünü mü? Bunlardan biri olmayabilir hatta daha zorunu da soracak olabilirdi. Çünkü Nadia şu an en zayıf olduğu anları yaşıyordu. Belki de son zayıf olduğu anları.
"Ne tür bir keşif ekibi?"
"Sizin gibi delileri arıyoruz." içinden söylediği cümle Nadia'yı güldürürken hemen buna son verdi. "Yeni ırklar ve türler." dedi. Kesinlikle doğru denilemezdi fakat haklılık payı da vardı.
"Pekâlâ geldiğinizden bu yana ne buldunuz?" Seni. Kaybolmuş kendimi. Ve daha birçok yalanı.
"Şu anlık bir gelişme yok. Sizin ırkınızı ve o garip yaratıkları saymıyorum." söylerken eliyle 'bu kadar' hareketi yapıp indirdi. Avcının gözleri bir süre oraya odaklansa da devamında yeni soruya geçmek için ağzını araladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI DÜNYA
FantasyNadia sıradan bir hayat yaşıyordu. Amcası yıllar önce onu araştırma merkezine alana kadar. Seve seve çalışmayı kabul etti. Nereden bilebilirdi ondan varlığını kanıtlamasını istemediği ama bulması gereken bir peri istediğini. İki grup kuruldu, iki b...