Bana tatlı yalanlar söyle
Gözlerimi açtığımda bedenimin çöktüğünü hissetim.
Bugün onuncu gündü ve artık yemek yemem gerekiyordu bayoya gittiğimde aynada kendimi gördum o am kusmak istedim.
Saçlarım birbirine girmiş dudaklarım kuru ve çatlaktı yüzümün rengi solmuştu.
Küçük bir duş almıştım giyinip saçlarımı taradım kurutmadan yemek odasına indim.
Kapıyı açtığımda bu manzarayı görmeyi planlamıyordum.
Görmeyeli kaç gün olmuşu sahi?
Bir değil, üç değil, beş değil, sekiz gün hiç değil, tam on gün olmuştu ve o oturmuş Tan ile kahvaltı ediyordu.
"Ediz" seslenmem ile Tan ve o bana baktı.
"Ne zaman geldin?"
"Dün gece." Dün gece gelmiş ve beni görme zahmetine bile girmemiş miydi?
"Ediz on gün oldu on gündür nerdesin başına bir şey mi geldi hiç bir fikrim yoktu ve sen dün gece geldin bana görünmedin bile şimdide oturmuş kahvaltı mı ediyorsun?!" Cümlenin sonuna doğru bağırmaya başladım.
Beni umursamayıp kahvaltısına devam ediyordu.
"Geldim işte takma bu kadar."
"Ben on gün ortalardan kaybolsaydım sen takmayacak mıydın?!"
"Ama kaybolmadın." Yüzüme bile bakmıyordu!
"Helen sakin mi olsan?" Bunu söyleyen Tan'dı.
"Sakin mi olayım? Arkadaşız gerizekalının teki ve ben mi sakin olayım!" Masanın diğer ucunda duruyordum.
"Kralım ben, benimle böyle konuşamazsın." Sakin sakin kahvaltısına devam ediyordu.
"Sen kral olmayı falan hak etmiyorsun!"
Bu seferkini cevapsız bırakmıştı.
Günah benden gitti.
"Beni takmıyorsun öyle mi?!"
Masanın örtüsünü çektim ve masanın üstünde ne varsa yere serdim.
Tan korku ile geri çekilmişti Ediz sonunda kafasını kaldırıp bana bakmıştı.
"Çocuk gibi davranma Helen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİFTTALYA KRALLIĞI
Fantasy"Büyükanne" bağırdım fakat bağrışlarım fayda etmedi çünkü evde kimse yoktu. Bir kayıp ve onu bulmaya çalışan Helen'in kendisini hiç bilmediği bir evrende bulmasının hikayesi. Gerçekler acıtabilirdi. Peki ya Helen bu kadar güçlü müydü?