Tan'ın Anlatımından
Peri köyüne gidiyordum çünkü artık gözümü her kapadığımda zihnimde beliren kızı görmem gerekiyordu.
Peri köyüne giriş yaptığımda gözlerim ile etrafı taradım bir kaç dakikanın ardından Helen'in teyzesi Ada'nın yanındaki Mia'yı gördüm.
Onu izlemeye başladım Ada ile konuşurken gülüyordu, ah birde o gülerken kısılan gözleri...
Uzaktan izlemeyi bırakıp yanlarına doğru yürümeye başladım beni ilk fark eden Ada olmuştu çünkü Mia hala ona bir şeyler anlatıyordu.
Ada el salladığında bende ona salladım bunun üzerine Mia'nın gözleri bana döndü.
"Selam Tan." El salladığında ona gülümsedim. "Selam Mia."
"Iıı benim babamın yanına gitmem gerekiyordu siz takılın." Ada bir bahane üreterek yanımızdan ayrıldı.
"Biraz dolaşmak ister misin?" diye sordum.
"Evet çok isterim." Teklifimi kabul ettiğinde yanına geçerek yürümeye başladık.
"Nasılsın?"
"İyiyim, sen nasılsın?"
"Seni gördüm daha iyi oldum." Gülümsedi.
"Neden geldin?" diye sordu.
"Bugün bir bahanem yok bir dahakine bahane üretip gelirim." Bu cümlem onu güldürmüştü.
"Bahane üretmene gerek yok istediğinde gelebilirsin."
"Aslında peri köyü pek umrumda değil benim sebebim seni görmek."
"Bunu kaç kıza daha söyledin?"
"Bir dakika sayayım." Parmaklarım ile sayıyormuş gibi yaptığımda omzuma vurdu hafifçe.
"Bunu söylediğim ilk kızsın emin ol."
"Sana güveniyorum Tan."
Bana güveniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİFTTALYA KRALLIĞI
Fantasy"Büyükanne" bağırdım fakat bağrışlarım fayda etmedi çünkü evde kimse yoktu. Bir kayıp ve onu bulmaya çalışan Helen'in kendisini hiç bilmediği bir evrende bulmasının hikayesi. Gerçekler acıtabilirdi. Peki ya Helen bu kadar güçlü müydü?