Halktan iki kişi Aral'ın sarayına ona bir süpriz vermek için gitmişlerdi.
Savaşmamız gerekiyorsa bugün savaşacaktık.
Ediz ile meydanda bekliyorduk perilere ve halka daha ortaya çıkmamalarını onlara işaretimizi beklemelerini söylemiştik.
"Sence gelecek mi?"
"Onu biraz tanıdıysam askerlerini hazırlıyordur buraya gelmek için."
Dakikalar su gibi akıp gidiyordu ama biz Aral'a dair tek bir şey göremiyorduk.
Aradan bir kaç dakika daha geçti ve gürültülü bir ses duyuldu deprem oluyormuş gibi yer sallandı at kişnemeleri duyuldu Ediz ile birbirimize baktık.
"Hazır mısın?" diye sordu.
"Doğduğumdan beri." diye cevapladım onu.
En önde Aral yanında Astrik Kralı Sezar gözüktü, Aral çok sinirli duruyordu.
"Tamda istediğim kıvama gelmiş."
"Onu sinirlendirmeken zevk alıyorsun değil mi?" diye sordum.
Dudağını büzdü. "Belki."
Sayamayacağım kadar çok atlı asker vardı büyük ihtimalle bizden daha fazlaydılar.
Bizden fazla olmaları gerilmeme neden olsada bizde peri halkı vardı bu biraz da olsa rahatlamama yardımcı oluyordu.
Aral'ın imkanı olsa gözlerinden ateş çıkacak gibiydi.
"Onu askerin yapmışsın Ediz." dedi sakin çıkmasını sağlamaya çalıştığı sesi ile Ediz dönüp bana baktı.
"Evet, o benim askerim," tekrardan bakışları Aral'a döndü "ve bende onun."
Aslında Ediz'in bu dediği egomu fazla okşamıştı ama az sonra savaşacak olma düşüncesi tüm cümlelerimi geri yutmamı sağladı.
"Sen yalnız gelmezsin, geri kalanınız nerede?" Bu konuşan Astrik Kralı Sezar'dı.
Yanakları içe göçmüş yeşil gözleri bayık bir şekilde bakıyordu saçı yok denecek kadar az olan adamın boyununda ortalama 1.70lerde olduğunu düşünüyordum.
"Beni ne kadar da iyi tanımışsınız." Ediz ıslık çaldığında periler havalanarak iki yanımıza geldiler Grifttalya halkı ise tam arkamızdaydı.
Yanımda büyükbabam onun yanında ise teyzem vardı Ediz'in yanıda da Tan.
"Perileri ikna etmek mi? İşini sağlama alıyorsun demekki."
"Ben işimi hep sağlama alırım siz görememişsiniz daha önce." Aral alayla sırıttı.
"Ah zavallı Helen sana daha önce benim tarafımda olman için teklif yapmıştım ama sen kaybedenlerin tarafında olmayı şeçmişsin çok yazık."
"Senin tarafında olacağıma şanımla ölürüm daha iyi." dedim tükürürcesine.
Midemi o kadar bulandırıyordu ki yüzünü bile görmek istemiyordum.
Söylediklerime rağmen Aral hala gülmeye devam ediyordu.
"Sana birini getirdim özlemişsindir diye." Ah hayır olamaz.
Askerlerine baş işareti yaptığında iki kolundan tutulan büyükannemi getirdiler kafasına torba gibi bir şey geçirmişlerdi ona doğru gitmek istesem de bunu yapamazdım Ediz elimi sıkıca kavradı. "Seni kızdırmak için yapıyor oyununa gelme." diye fısıldadı.
"Biliyor musun Helen şuan büyükannen tüm büyü gücünü bana aktarıyor ne yardım sever kadın öyle değil mi?" Alayla söylediği şey yüzünde sırıtma oluşmasını sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİFTTALYA KRALLIĞI
Fantasía"Büyükanne" bağırdım fakat bağrışlarım fayda etmedi çünkü evde kimse yoktu. Bir kayıp ve onu bulmaya çalışan Helen'in kendisini hiç bilmediği bir evrende bulmasının hikayesi. Gerçekler acıtabilirdi. Peki ya Helen bu kadar güçlü müydü?