"Büyükanne" bağırdım fakat bağrışlarım fayda etmedi çünkü evde kimse yoktu.
Bir kayıp ve onu bulmaya çalışan Helen'in kendisini hiç bilmediği bir evrende bulmasının hikayesi.
Gerçekler acıtabilirdi.
Peki ya Helen bu kadar güçlü müydü?
Bi insanın karşısındakinin kırılmaması için ona yalan söylemesi doğru muydu?
Büyükanneme bunun için kızmalı mıydım? Yoksa yalanlar ile beni tozpembe büyüttüğü için teşekkür mü etmeliydim?
O kadar çok soru işareti vardı ki içlerinden çıkmak çok zordu.
Odaya Tan girdi kızarık gözlerimi fark etti ağlamaktan nefret ediyordum ama hayat üst üste yaşattığı şoklar ile bunu pek mümkün kılmıyordu.
"Helen neyin var iyi misin?" Oturduğum sandalyenin önüne çömeldi.
"İyi değilim ben Tan." "Ne oldu güzelim anlat." Kafasını Ediz'e çevirip ne olduğunu sordu Ediz sorusuna cevap vermemişti.
"Biri ne olduğunu anlatabilir mi?" "Büyükannem benim doğmamı istememiş biliyor musun?" Dediğime anlam verememiş gibi baktı bana.
"Babamın annem ile olmasını da istememiş sonra nedenini bilmediğimiz bir şekilde üçü de Grifttalya'dan kaçmış bunlar çok fazla anlıyor musun?" Ellerimi havaya kaldırmış anlatmaya çalışıyordum.
"Şş sakin ol gel buraya." Beni kendine çekip sarıldığında kafamı omzuna koydum.
"Büyükanneni bulduğumuzda eminim ki mantıklı bir açıklamasını yapar." "Ya bulamazsak." "Unuttun mu ben küçük kızların kurtarıcısıyım büyükanneni tabikide bulucaz." Gülümsemeye çalıştım Tan benim için bir şeyler yapmaya çalışırken benim ağlayıp durmam çok saçmaydı.
Ediz'de öyle onlar az da olsa bir şeyler ile ilgili uğraşırken benim tek yaptığım ağlamaktı.
Bu saaten sonra kendime çeki düzen verip güçlü duracaktım.
"Askerlere Grifttalya'nın her yerindeki insanlara yabancı birini görüp görmediklerini sordurttum yabancı birini gören olmamış." Okyanusta kürek çekiyormuş gibi hissediyordum.
"Ama" Ediz'e döndü "Bir kaç yerlinin atları çalınmış." Ediz kaşlarını çatmıştı. "Bir kadın bir kaç kişiyi görmüş ama karanlık olduğu için yüzlerini seçememiş onlarda kadını fark edince kaçıp gitmişler." Ediz'in kaşları daha çok çakılmıştı.
"Bu nasıl olur Tan kim benim yönetimimde hırsızlık yapmaya cürret edebilir!?" Tan ve Ediz ayağa kalkmıştı.
"Yarın oraya gidip ayrıntılı şekilde soruştururum." "Bende geleceğim." Ediz'in dediğiyle Tan kafasını sallamıştı.
Yarın uzun bir gün olacaktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
