"Hazırım gidebiliriz." Aradan iki gün geçmişti Ediz'in iyi olduğuna kanaat getirince planımızı başlatmak için Grifttalya'ya dönmeye karar vermiştik.
"Helen" bana seslenmesiyle ona döndüm. "Eğer orda bana bir şey olursa." Sözünü kestim. "Saçmalama Ediz ikimizede bir şey olmayacak." "Lafımı bitirmeme izin ver. Eğer orda bana bir şey olursa seni sevdiğimi unutma olur mu? Sana asla yalan söylemedim."
Ediz beni sevdiğini söylüyordu.
"İkimizede bir şey olmayacak."
"Umarım." Evden çıkıp Grifttalya'ya geçmek için ormana doğru yol aldık.Gölün önüne geldiğimizde Ediz elimi tuttu ve kendimizi soğuk suya bıraktık suyun içinde gözlerimizi açtık Ediz belimden tutup kendine çekti suyun altında ona kızamayacağımı iyi biliyordu.
Tekrar gözlerimi kapatıp açtığımda nefes almak için kendimi suyun yüzeyine çıkardığımda Grifttalya'da olduğumuzu gördüm.
Ediz'de kendini suyun üstüne çıkarmıştı omzuna vurdum neden vurduğumu bildiği için güldü.
Sudan çıkıp bir süre kurulanmayı bekledik güneş tam tepede olduğundan bu fazla uzun sürmemişti.
"İlk durağımız saray mı?" Diye sordum. "Evet halkın durumuna bakmalıyız." Ormanda yürümeye başlamıştık yolda bir kaç askere rastlamıştık büyük ihtimalle Ediz'i arıyorlardı.
Ediz birden kolumdan tuttuğu gibi beni ağacın arkasına çekti refleks ile çığlık atacaktım ki ağzımı kapadı.
İşaret parmağını dudağına götürdü susmamı söyleyen bir işaret yaptı gözleri ile saklandığımız ağacın arkasını işaret etti askerleri görmüş olmalıydı.
Askerler bizden uzaklaştığında derin bir nefes verdim yakalanmamız an meselesiydi bu dakikadan sonra daha dikkatli olmamız gerekiyordu.
"Onlara yakalanmadan nasıl ormandan çıkacağız her tarafı sarmışlar?" Ediz çenesini kaşıyıp düşünmeye başladı. "Çok dikkat çekiyoruz bu şekilde." Aklıma gelen plan ile gülümsedim.
"Sanırım benim bir planım var." Ediz'e planımı anlattığımda karşı çıktı. "Bunu kabul etmeyeceğim başka bir şey düşünürüz." Ona gözlerimi devirdim.
"Ne yapmayı düşünüyorsun bay zeki kendini onlara teslim mi edeceksin?" Kaşlarını çatarak bana baktı. "Gerekirse evet ama seni tehlikeye atmayacağım." "Şuan zaten tehlikenin içindeyim hem sen demiyor muydun ben evrenin en güçlü varlığı sayılırım kontrol edemesem de bu yüzden bu işi bana bırak."
Ediz başka çaremiz olmadığı için benim planımı uygulamayı kabul etmişti. Pusuda beklemeye başlamıştık bu tarafa gelen iki asker gördüğümde kendimi sanki yardıma muhtaç bir kadınmış gibi önlerine attım. "Yardım edin." İkisinin de gözleri bana dönmüştü bellerine astıkları kılıçlarını çekerek bana doğru tuttular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİFTTALYA KRALLIĞI
Fantasy"Büyükanne" bağırdım fakat bağrışlarım fayda etmedi çünkü evde kimse yoktu. Bir kayıp ve onu bulmaya çalışan Helen'in kendisini hiç bilmediği bir evrende bulmasının hikayesi. Gerçekler acıtabilirdi. Peki ya Helen bu kadar güçlü müydü?