"Odaklan Helen, odaklanmıyorsun." Günün ilk ışıkları ile beraber kendimizi kurak toprağın olduğu bir arazide bulmuştuk nedeni teyzemin bana güçlerimi kontrol ettirmeye çalıştırmasıydı ama saatlerdir yapabildiğim tek şey koca bir hiçti.
Güneşin altında terlemekten ve kendimi zorlamaktan başka hiçbir şey yapamamıştım. "Deniyorum teyze ama olmuyor." "Çünki odaklanmıyorsun." Ona gözlerimi devirdim.
Doğa ana kanatlarımı verdiği gibi güçlerimi de öğretseydi hiç fena olmazdı aslında.
Dizlerimin üstüne çökmüş yerde oturuyordum teyzem ise başımda dikiliyordu ben pes ettiğimde omuzlarımdan tutup beni sarsmaya başladı. "Hadi Helen yapabilirsin sen bu evrenin en güçlü varlığısın." Bana sordunuz mu en güçlü varlık olmak istiyor musun diye?
"Tamam tamam sarsma beni." Ellerimi omzumda olan ellerine koydum durması için ileri geri sallaması midemi bulandırmıştı.
Tekrardan ellerimi kurak toprağa uzattım ama sonuç yine aynıydı oflayarak kendimi toprağın üzerine bıraktım teyzem kafasını iki yana sallamıştı sanırım benden ümidi kesecekti.
O sırada köyden bir peri geldi. "Ada baban seni çağırıyor." Teyzem periye gülümsedi. "Haber verdiğin için sağol." Sonunda dinlenebilirdim.
Teyzemle birlikte köye gitmek için ayağa kalkarken teyzem beni durdurdu. "Sen hiç bir yere gitmiyorsun küçük hanım ben dönene kadar burda kalıp çalışacaksın." Sahte göz yaşlarımı siler gibi yaptım. "Bana biraz acı be kadın." Teyzem filmlerdeki gibi kötü kadın kahkahası attı. "Acımak yok Helen."
Beni beni yeğenini.
Teyzem arkasını dönüp uzaklaşırken bir süre sonra görüş açımdan çıktı kendimi tekrardan toprak zeminde uzanırken buldum.
Sanırım saatlerdir ayakta olduğum için ve uzun süredir çalıştığım için yorulmuştum iki dakika gözlerimi kapatmaktan zarar gelmezdi umarım.
&
Gözlerimi düşme hissiyle açtığımda uyuya kaldığımı fark ettim ama bir tuhaflık vardı uzandığım kurak toprak yerine yeşilliklerin olduğu bir toprakta uzanıyordum.
Bunu ben mi yapmıştım yoksa başıma güneş mi geçmişti?
Güneşin konumuna göre bir ya da iki saatir uyuduğumu tahmin ediyordum ama teyzem bunca saat niye gelmemişti? Elimi toprağa koyduğumda toprakta papatya açmıştı birden yaptığım şeye güldüm başarmıştım.
Buraya gelen teyzemi gördüm yeşilliği görünce gözlerini açabildiği kadar açtı gözlerimiz birleştiğinde ona masumca sırıttım. "Tanrım Helen başarmışsın." Heycanla ayağa kalktım. "Evet bak." Elimi çimlerin üzerine uzatarak bir sürü papatyanın oluşmasını sağladım.
"Seninle gurur duyuyorum." Beni kendine çekip sarılmıştı bende kollarımı onun beline doladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİFTTALYA KRALLIĞI
Fantasy"Büyükanne" bağırdım fakat bağrışlarım fayda etmedi çünkü evde kimse yoktu. Bir kayıp ve onu bulmaya çalışan Helen'in kendisini hiç bilmediği bir evrende bulmasının hikayesi. Gerçekler acıtabilirdi. Peki ya Helen bu kadar güçlü müydü?