Gözlerimi araladığımda başıma giren ağrı ile tekrardan kapadım.
Lanet olsun.
En son hatırladığım şey Tan'ı kurtarmak için gücümü kullanmaya çalıştığımdı gerisi karanlık.
Karanlık bir odadaydım içeriyi aydınlatan tek şey küçük bir pencereden giren güneş ışıklarıydı gerçi ona da pencere denemez demir parmaklıklar vardı.
Nerdeydim ben?
Odanın kapısı demirdendi güçlerime odaklanmaya çalıştım eğer odaklanabilirsem kapıyı açabilirdim.
Her seferinde olduğu gibi damarlarımda akan kanı hissetmeye çalıştım bedenimdeki tüm gücü ellerime yönlendirmeye çalıştım.
Ama olmadı normalde olsa en azından ışık çıkardı bu sefer bunu bile becerememiştim.
Sanki, sanki biri benden güçlerimi çekip almış gibiydi.
Tekrar denemeye çalıştım hadi Helen yapabilirsin gücü hisset ve onu dışarı aktar ellerimi demir kapıya uzattım.
Hadi kapı bana gel ve beni bu lanet yerden çıkar.
Tekrardan başaramamanın hırsı ile taş duvarlara ayağımı vurdum ama tek elde ettiğim ayağımın acısı olmuştu hissetiğim acı ile yüzümü buruşturdum.
Lanet duruma küfrederken kapı birden açıldı ve hayır bunu ben yapmamıştım.
Karşımda benim yaşlarımda kahverengi saçlı yeşil mi yoksa mavi gözlü olduğunu çözemediğim bir çocuk vardı.
"Sonunda uyanmışsın Helen." Gülerek söylediği sey karşısında yüzümü buruşturdum.
"Sen kimsin ve beni nerden tanıyorsun?" Kahkaha attı.
Ne var bunda gülünecek?
"Senin aksine savaştığım kişileri tanıyorum Helen." Bu Aral'dı.
"Sen Aralsın." Sırıttı. "Beni tanımana sevindim çünkü kendimi sana tanıtmak ile uğraşmak istemem."
"Ne istiyorsun benden?" "Sence?" Bunlar beni salak mı sanıyor bilsem neden sorayım?
"Bir sürü seçenek var senin hangisini seçtiğine bağlı." Ciddi yüz ifademi korumaya çalıştım ona karşı gardımı düşürmek istemiyordum.
Bir kaç adım atarak bana yaklaştı. "Güçlü olduğunu biliyorum Helen ve ben güce bayılırım." "Cidden senin tarafına geçeceğimi falan mı düşündün?" Kafasını iki yana salladı.
"Ondan önce sana benim tarafımda olman için sebepleri sunmayı düşündüm." Ne saçmalıyordu bu?
"Takip et beni ve güçlerini kullanmaya çalışma istesen de yapamazsın."
"Güçlerimi neden kullanamıyorum?"
"Boynuna saplanmış siyah taşı görüyor musun? Onu oraya bizzat ben yerleştirdim sen uyurken o özel bir taş o varken güçlerini kullanamazsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİFTTALYA KRALLIĞI
Fantasy"Büyükanne" bağırdım fakat bağrışlarım fayda etmedi çünkü evde kimse yoktu. Bir kayıp ve onu bulmaya çalışan Helen'in kendisini hiç bilmediği bir evrende bulmasının hikayesi. Gerçekler acıtabilirdi. Peki ya Helen bu kadar güçlü müydü?