"Sanırım heycandan bayılacağım." Günlerdir geri sayım yaptığımız gün bugündü, evleniyorduk!
"Hayır bayılamazsın birazdan düğün başlayacak." Teyzeme göz devirdim.
"Gerçekten içimi çok rahatlattın teyze."
"Ne demek canım teyzelik görevimi yapıyorum." Eliyle saçını savurduğunda kıkırdadım.
"Hanımlar girebilir miyim?" Büyükbabam kapıyı tıklattığında "Gir büyükbaba." diye seslendim.
Büyükbabam içeriye girdiğinde beni süzdü. "Helenim çok güzel olmuşsun prensesim." Gözlerinin dolduğunu fark ettim.
"Büyükbaba ağlama ama benide ağlatacaksın." Elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. "Tamam tamam ağlamıyorum."
"Sakın Helen makyajın bozulur bugün kimse ağlamayacak." Bunu söyleyen tabikide teyzemdi benden daha telaşlı olduğunu düşünüyorum açıkçası.
"Ben gidip dışarısı ne halde ona bakayım geldiğimde hiç birinizi ağlamış görmek istemiyorum." Teyzem dışarı çıktığında büyükbabam ellerimi tuttu.
"Annen ve babanın düğünü olmadı bu yüzden onu gelinlikle hiç göremedim Ada'yı zaten biliyorsun evlenme gibi bir niyeti yok yani ben ilk defa bir kızımı gelinlikle görüyorum her zaman seni seven bir ailen var arkanda bunu unutma olur mu? Edizi'de seni üzerse kral falan dinlemem ateşte yakarım onu." Bu dediğine güldük.
"Sana bir şey vermek istiyorum Berceste'nin annesinin yani büyükannenindi annene verme şansım olmadı ama sana verebilirim tabi takmak ister misin bilemem ama-" Cebinden çıkardığı kolyeye bayılmıştım. "Tabikide takarım büyükbaba seve seve."
Arkamı döndüğümde saçlarımı kenara topladım kolyeyi takabilmesi için taktığında kolyeye dokundum bu çok güzeldi.
"Teşekkür ederim büyükbaba."
"Sen benim canımın içisin senin için her şeyi yaparım."
Kapı tıklandı tekrardan. "Helen gelebilir miyim? Düğün başlamak üzere." Bu Tan'dı.
Ediz'in yanına kadar Tan götürecekti beni bunu normalde büyükbabamın yapması gerekiyordu ama o nikahı kıyacağı için bunu yapamazdı ve Tan ile benim aramdaki abi kardeş ilişkisini gördüğü için bunu Tan'ın yapmasını istemişti.
"Gel Tan müsaitim." Kapı aralandığında Tan kafasını uzattı içeriye.
Büyükbabam Tan geldiğinde dışarı çıktı sanırım teker teker geleceklerdi. "Çok güzel olmuşsun küçüğüm." Tan'ın iltifatı ile gülümsedim.
Gelinliğim kraliyete girecek olan veya kraliyet üyesi olan kadınların giydiği gelinliklerdendi saçım salık aynı zamanda örülü bir modeldi makyajımı ise abartmadan teyzemin yapmasına izin vermiştim.
"Teşekkür ederim Tanım sende çok yakışıklı olmuşsun." İltifatım hoşuna gitmiş gibi gömleğinin yakalarını düzeltti.
Bir gerçek varsa o da Tan Alkan'ın övülmekten hoşlandığıydı.
"Teşekkür ederim güzelim bu arada müstakbel kocan aşağıda her an heycandan bayılabilir haberin olsun." Heycanlı bir Ediz görecek olmak beni heycanlandırmıştı.
Çünkü bilirsiniz Ediz bu duygu belli etmez.
Kolundaki saatine baktı. "Seninle burda Ediz'in dedikodusunu yapmak isterdim ama kendi düğününe geç kalmak istemeyiz o yüzden." Kolunu uzattı girmem için bende seve seve Tan'ın koluna girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİFTTALYA KRALLIĞI
Fantasy"Büyükanne" bağırdım fakat bağrışlarım fayda etmedi çünkü evde kimse yoktu. Bir kayıp ve onu bulmaya çalışan Helen'in kendisini hiç bilmediği bir evrende bulmasının hikayesi. Gerçekler acıtabilirdi. Peki ya Helen bu kadar güçlü müydü?