BÖLÜM 10

6.1K 283 12
                                    



Geçen günlerde teyzeme kızmıştım. Ural Kerim'in benden hoşlandığını düşünüyordu ama bana göre sadece aramızı yapmak için saçmalamıştı. Dün gece ki konuşmamız ise bugün bana acaba mı dedirtmişti. Durduk yere trip atmıştı resmen. Ya da başka bir şey düşünmüştü bilmiyordum.  Yağızhan mahalleden çocukluk arkadaşımdı. Çok neşeli ve deli dolu birisiydi. Sürekli bana aşık olduğunu söyler evleneceğimizi iddia ederdi. Ama beni hiçbir zaman rahatsız etmemişti çünkü kaba birisi değildi. Bazen eve gelirken beni gördüğünde eşlik eder, sohbet ederdik. Bazen mahalleli bana laf söylediğinde beni savunurdu. Hatta giydiğim elbiseye kısa diye laf ettiklerinde, Yağızhan gidip daha kısasını almıştı doğum günümde. Genel olarak tatlı birisiydi, severdim onu. Tek kusuru gerçekten benimle evlenmek istemesiydi. Aslında bana aşık olmadığını biliyordum, Yağızhan evlenmek istiyordu ve beni doğru kişi görüyordu sadece. Hayatının aşkını bulduğu zaman geriye adım bile kalmayacaktı kalbinde. Emindim. 

Benim hayatımın aşkını bulmam ise ne zaman olurdu bilmiyordum. En son çok aşık olduğumu düşündüğüm bir senelik sevgilim evli çıkınca, aşka inancım da bitmişti resmen. Hayatımın şansı olduğunu düşündüğüm adam, hayatımın en büyük şanssızlığı çıkmıştı. Dünyaya yalan olarak gelmiş birisinin tüm söylediklerine inanmıştım. Karısı beni aradığında ki şokumu hala unutmamıştım. Evli olduğunu duyunca öyle kötü hissetmiştim ki karısı neredeyse beni teselli edecekti. 

O günden sonra da küsmüştüm aşka işte. Sanki herkes öyleymiş gibi geliyordu. Annemlerin ısrarı da bu yüzdendi bir bakıma. Aşka küsüp evde kalacağımı düşündüklerinden sürekli biriyle tanıştırmaya çalışıyordular beni.  İçlerinden bir adayımı hiç unutmadım. İsmi Rezan'dı. Mardinli bir aileydiler. Annesi acayip güzel yemek yapıyordu. Bana 'seni gelin yapacam.'  dediği anı hiç unutmuyordum. Rezan beni gazino gibi bir yere götürüp elime para vermişti ve ben de paraları dansöze doğru saçmıştım. Hayatımın en eğlenceli günlerinden biriydi. Ama annesi evlenince kapanmamı istemişti. Yok deyince de 'oğlum sana mı kaldı?'  deyip gitmişti. Şimdi kendi memleketinden bir kızla evliydi Rezan ve karısı acayip güzeldi. Hollywood yıldızlarına benziyordu. Geçen aylarda da bebekleri olmuştu ve o da çok güzeldi. Gerçekten nasip kısmet işleri böyleydi işte. Rezan benimle evlenseydi belki de hiç mutlu olmayacaktık. Ama şimdi karısı ve çocuğuyla çok güzel görünüyordular. 

Diğer bir unutamadığım damat adayı da Talip'ti. Talip hayatımda gördüğüm en şaşkın insandı. Meğer bir sevdiği vardı ve onu kıskandırmak için benimle görüşüyordu. Yemeğe çıktığımızda dayanamayıp itiraf etmişti. 'Serenay ben çok ayıp ediyorum, seni kullanıyorum.'  demişti ve sonra dökmüştü içini. O gün masada ben evli çıkan sevgilime, o da ayrıldığı sevgilisine ağlamıştı. Bir de içmişti, arabaya kadar zor taşımıştım çocuğu. Yol boyu kızın ismini sayıklamış durmuştu. Ama şimdi onlar da barışmıştı ve yakında düğünleri vardı.  Talip beni de davet edeceğini söylemişti.

Yeniden aşık olamayacağımı, bu işlere kendimi kapadığımı düşündüğüm zaman aklıma Rezan ve Talip gelirdi. Onların bir takım yollardan geçerek sevdiklerine kavuşmaları hep kafamda döner dururdu. Belki de ben de zorlu yollardan geçmiştim ve asıl kişiyi şimdi bulacaktım. 





Oy ve yorumlarınızı beklerim. ❤️

Ne Yaptın Serenay? - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin