BÖLÜM 32

3.7K 221 17
                                    




Keyifli okumalar.🧡 Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın. Yorumlarınızı da görmek beni çok mutlu eder. 





Saniyelerdir karşımdaki adama bakıyordum. Bir türlü kabullenemediğim o gerçek, Ural Kerim'in dudaklarının arasından aniden çıkmıştı. Ve ben çok saçma bir şekilde yüzüne bakakalmıştım. İşin tuhaf yanı o da bana bakıyordu. Çocuk da benim şok olmama şok olmuştu anlaşılan. E haklıydı da, defalarca söylemişti dediği gibi. Ben anlamak istememiştim ya da gerçekten anlamamıştım, bilmiyorum. Belki de yaşadığım kötü ilişkiler sonucunda gerçekten aşka dair inancım yok olmuştu. Ne güvenim kalmıştı ne hevesim. Ama karşımdaki adam bana öyle güzel bakıyordu ki, içimde kalan son umut kırıntısı acaba mı diyordu. Masada duran elimin üzerinde bir sıcaklık hissettiğimde bakışlarım oraya kaydı. Ural Kerim elimi tutmuştu. Bu sefer çekemedim. Bakışlarım tekrar yüzüne çıktığında gülümsüyordu. Bir iç çekip diğer elini yanağına koydu. Güzel bakışlarıyla yine beni izlemeye başladığında ben de güldüm. Elimi yavaşça avucunun arasından çekip çatalımı elime aldım.


"Soğumadan bitirelim."

Aynı şekilde çatalını eline alıp gülümsedi.
"Soğumadan bitirelim."




🌸🌸🌸




"Nasıldı yemek, beğendin mi yani?"

Yemekten sonra direkt arabaya binmek yerine biraz yürüyüş yapalım demiştik. Zaten şu an temiz hava solumam gerekliydi.

"Beğendim, iyi ki buraya gelmişiz."

"Sevindim." dedi Ural Kerim. Biliyordum ki birazdan konuyu oraya getirecekti. Düşündüğüm gibi oldu.

"Peki, yemekte konuştuklarımız beğendin mi?"

Dudağımı ısırıp ona bakmamaya çalıştım. Çok utanıyordum nedense. "Yani, beğendin mi derken?"

Kıkırdaması kulağıma ulaştığında cümlemin saçmalığının farkına vardım. Harbiden bugün ben ben değildim. Bu yüzden daha anlamlı olduğunu düşündüğüm başka bir cümle kurmaya karar verdim. "Yani ben hiç konuşmadım ki, sadece sen konuştun."

Evet. İyice sıçmıştım.

"O zaman şöyle soralım. Benim söylediklerim hoşuna gitti mi? Yoksa rahatsız mı oldun?"

Böyle açıkça konuşmak yerine lafı dolandırsa olmaz mıydı? Ben ne diyecektim şimdi? Bir an da koşmaya başlasam ne olurdu acaba, o da peşimden koşar mıydı? Yok. Kesin yakaladı zaten. Hem topuklu giymiştim zor olurdu. Off, Allah'ım ne diyorum ben ya?


"Açıkcası hiçbir şey demiyorsun Serenay."


Galiba son cümlemi sesli söylemiştim. Ne söylemek istiyordum ki? Konuşacaktım ama ne konuşacaktım?
Söylemek istediklerim nelerdi? Sessiz kalıp yürümeye devam mı etmeliyim yoksa dürüst olup cevap mı vermeliyim? Sanırım bunların hiçbirini yapmayacaktım. Bugün utangaçlığı bir kenara bırakıp içimden geleni yapmalıydım. Nitekim öyle de yaptım.


Yan yana yürürken birbirine değen ellerimizi bütünleştirerek parmaklarını avuç içime hapsettim. Yüzü doğrudan bana dönmüştü. Bu sefer ben de ona baktım. Gözleri parlıyordu. İkimizde yolun ortasında durduk birden. Eli elimi daha sıkı kavradı.

"Üşüdüm, arabaya dönelim." dedim geldiğimiz yönü işaret ederek. Ural Kerim, yüzüme öylece bakarken başını salladı. Olduğumuz yerden dönüp arabanın yanına yürümeye başladık. Ellerimiz bir an olsun ayrılmadan. 

Ne Yaptın Serenay? - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin