BÖLÜM 4

9.2K 416 58
                                    


Çaylar tazelenirken ben de boş boş etrafa bakıyordum. Aşırı sıkılmıştım. Babaannemin gençlik anılarını dinlemek istiyordum. Bu ortamdan kat kat eğlenceliydi. Teyzem benim çayımı da doldururken çaktırmadan göz kırptı. Göz devirip çayımı yudumladım. 

"Ee kızım, sen ne yapıyorsun?  Okuyor musun hala yoksa çalışıyor musun?" 

Ali abinin sözü üzerine annem tam lafa girecekken ben konuşmaya başladım. "Yok Ali abi,  ne okurum ne çalışırım. Ben anca yatmayın seviyorum. Oh mis." 

Bu fırsat ayağıma gelmişken geri çeviremezdim anneciğim, özür dilerim senden. Kötü bakışlarının kurbanı olsam da değeceğini düşünmüştüm. Annem de olsa bir yerde durmaları gerekirdi. İş bulamayıp evde oturduğum günden beri talip çıkarıp duruyorlardı karşıma. Reddetmekten yorulmuştum. Eğer canım evlenmek isterse bu aşık olacağım adamla olurdu zaten. Onlara ihtiyacım yoktu ki. Ama bu sefer komşularımızı karşıma çıkarmaları bana da sürpriz olmuştu. Konu hiç ben ve Ural Kerim'e gelmemişti ama bir yerde gelecekti emindim. Bunu da kolay ve biraz da eğlenceli yoldan engellemek istiyordum. Ama Ali abi ve Fazilet abla da hiç yardımcı olmuyordu. Şimdi de gülüyorlardı. Artık küçükken nasıl bir imaj bıraktıysam gözlerinde, kredim bitmek bilmiyordu. 

"Bu kız çok komik." dedi Fazilet abla anneme beni gösterirken. 

"Yok yok gerçek diyorum. Okul bitti iş bulamadım yatıyorum öyle." dedim iyice batırmak için. Şaka sanması da neydi yani? 

"Ne okudun?" diye sordu. 

"İki yıllık moda tasarım okudum." 

"Küçükken de ilgiliydin, kombin yapar bize oylama yaptırırdın." 

Ural Kerim'in konuşmasıyla ona döndüm. Kuzenlerime yaptığım şovları hatırlıyordum ama bunu hatırlamamıştım. O nereden hatırlıyordu onu da anlamamıştım. "Hafızan güçlüymüş, ben hiç hatırlamam." dedim.

Ural Kerim kafasını eğerek tebessüm etti.  "Ben hiçbir şeyi unutmam."  

"Maşallah maşallah." dedi teyzem de. Bu kadın abartma hastasıydı. 

"İş bulmak zor bu devirde, İnşallah okuduğunun hakkını alırsın kızım. Yeteneğin de varmış Ural'ın dediğine göre." 

Ali abi neredeyse beni övecekti harekete geçmem lazımdı. "Yok ya ne yeteneği, ben zaten çalışmak falan istemiyorum. Üşenirim." 

"Ya Serenay iyice kafayı üşüttün. Uykun mu geldi kızım saçmalıyorsun?  Sen değil miydin geçen gece iş bulamadın diye ağlayan." dedi teyzem. Sonra da Ali abilere beni gösterdi. "Bu uykusu gelince kafayı üşütür, sarhoş gibi gezer." 

Yüzünü buruşturarak benim hakkımda konuşması üzerine herkes gülmeye başlamıştı. Ural Kerim de elini ağzına kapmış gülüşünü saklamaya çalışıyordu. Elini ağzından çekip bana baktı sonra. "Küçükken de böyleydin, oyun oynarken bir an da uykum geldi der çimlere uzanırdın. Eğer uykun varsa asla oynamazdın." 

Ulan ben bile hakkımda bu kadar şeyi hatırlamıyordum. Günlük gibi saklamıştı tüm anıları herhalde. Yalandan tebessüm ettim düşünürken. 

Gecenin ilerleyen saatlerinde konu çocukluğumuzdan çıkıp bu güne kadar gelmişti. Mahalleli konuşulmaya başlamışken ben de bir iki söz edeyim dedim. "Ya bu mahalleli tam bir yobaz. Kendilerini ne sanıyorlarsa annemin babamın karışmadığı kıyafetime karışıyorlar. Yok efendim çok açık giyiniyormuşum, perdelerim açık oluyormuş.  Cevap verince de saygısız diyorlar biliyor musun?  Vallahi bıktım." 

Ne Yaptın Serenay? - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin