BÖLÜM 31

3.8K 218 42
                                    




Elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Saat altıya gelmek üzereydi, birazdan Ural Kerim burada olurdu. Hazır mıydım değil miydim bilmiyordum. Çoktan iki kombin değiştirmiştim. Sonunda fırfırlı, koyu yeşil, şifon bir mini elbise de karar kılmıştım. Ama o da içime sinmemişti. Acaba çok mu abartı kaçtı diye düşünmeden edemiyordum. Hiç benlik hareketler değildi bunlar. Ben nerede ne istersem onu giyerdim. Şimdi ne olduysa bir türlü rahat edemiyordum. Saçımı geriye doğru savurup ofladım. Hafif pembe rujumu elime aldığım sırada, yanımda duran telefonuma bildirim gelmişti. Ekranına bakındığımda mesaj Ural Kerim'dendi. Geldiğini yazmıştı. Hızlıca ruju dudağıma yedirip çantamı aldım. Mesajına karşılık geliyorum yazıp merdivenlere yöneldim. Merdiven dibinde ise beni tüm aile bekliyordu. Onlara göründüğüm gibi hep bir ağızdan 'Ooooo' sesi yükselmişti. 


"Güzel miyim?" dedim etrafımda bir tur dönerek. 


Kuzenlerim ıslık çalarken teyzem elimi tutup etrafımda bir tur döndürdü beni. "Of beee, analar neler doğuruyor. Şu güzelliğe bakın hele."  Teyzem abartılı abartılı konuşurken gülümsedim. 


"Serenay abla, Ural abi bayılacak sana." 


Beren konuştuğunda yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Ural abin beni niye beğensin canım. Altı üstü iki arkadaş yemek yiyeceğiz, kendimi beğendirmeye çalışmıyorum sonuçta." 


Cümlem bittiğinde tüm aile üyeleri yüzlerinde değişik bir ifadeyle bana bakıyordu. Kimseden ses çıkmazken babaannem konuştu. "Bu da bizi iyice salak sandı. Gitmiş bıcır bıcır giyinmiş zilli. Bir de konuşuyor. O oğlan da askerlik anılarını anlatmaya çağırıyor seni zaten. Git hadi git. Fazla bekletme de kaçmasın çocuk." 


Diğerleri gülerken somurtarak gözlerimi kaçırdım. Kapıyı açtığımda Ural Kerim arabanın içinden bize bakıyordu. Annemlere korna atarak selam verirken hızlıca adımlayıp arabaya bindim. Heyecanım anbean artmıştı. Öyle ki ilk başta ona bakmamıştım bile. 


"Hoş geldin." dediğinde kafamı ona çevirip tebessüm ettim. "Gidelim o zaman." 


Kafamı sallayarak onayladım onu.  Araba evin önünden ayrılıp yola çıkarken derin bir nefes verdim. Ona bakmıyordum ama ne yaptığını görebiliyordum. Ara ara bakışları bana değiyordu. Göz göze gelmekten çekindiğim için ona bakmıyordum. Eğer bakarsam çok utanacaktım. Nasıl nu kadar utangaç olduğumu gerçekten anlamıyordum. 


"Çok hoş olmuşsun, her zamanki gibi." 


Ani gelen iltifat kalbimin ritmini hızlandırmıştı. "Teşekkür ederim sen de öyle." dedim. Giydiği siyah pantolon  ve gri süveteriyle oldukça hoş duruyordu açıkcası. 


"Beğenmene sevindim. Senin için özenmiştim." 


O böyle konuştukça yanaklarım kızarıyordu.  Hiç konuşmasak daha iyi olacaktı galiba. Bu yüzden gideceğimiz yere kadar arabada çalan hafif müzik eşliğinde yola bakındım. Kısa bir süre sonra araba yavaşladığında gideceğimiz yere geldiğimizi anlamıştım. Daha önce gelmediğim bir restoranta getirmişti bizi. İşlek bir mekandı ve gerçekten güzel gözüküyordu. Dışını kaplayan çiçekler sevimli bir hava da katıyordu buraya.  Sevmiştim burayı şimdiden. Arabayı park ettiğinde dönüp birbirimize baktık. "Geldik." dedi gülümseyerek. 

Ne Yaptın Serenay? - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin