BÖLÜM 48

1.6K 128 36
                                    



Bölüme yorum atsanız da bu yazar birazcık azıcık (çok) mutlu olsa. 

Sizleri çoook seviyorum, kitaplarıma verdiğiniz değer için çok teşekkür ederim. İnsanların yazdıklarımı beğenmesi ve daha fazlasını beklemesi gerçekten mükemmel bir şey. Umarım daha da fazlası gelir. 

Bölüme geçelim şimdii





🌸


Küçük çocuk, cüzdanından çıkardığı kurşun kalemi ve defterinden kopardığı sayfayı masanın üzerine yerleştirip kendisi de sandalyeye oturdu. Ellerini birbirine çarptı heyecanla. Kendisine göre müthiş bir plan yapmıştı.

"Bakalım bir daha Serenay'ı sevebilecek misin Ferhat piçi."

Eline kalemi alıp ne yazsam diye şöyle bir düşündü.

Sevgili Ferhat...

"Hayır bu olmaz." dedi kendi kendine ve hemen sildi yazdıklarını. "Sevgili diyor, tövbe estağfurullah."

Onun yerine başka bir şekilde başlamaya karar verdi mektubuna.

Merhaba piç...

Kalemi elinden bırakıp ofladı. "Serenay küfür etmez ki ya. Onun yazdığına inanmaz bunu."

İçinden bir sürü küfür etse de düzgün bir şekilde başladı yazmaya.

"Merhaba Ferhat. Ben Serenay Gümüş. Mahallenin en güzel ve en akıllısı ve en iyi kızıyım. Duydum ki bana karşı çok hadsiz duyguların varmış. Bu çok ayıp. Bir kere annem çok kızar ve babam seni döver. Babamın kasları var ve seni çok kötü döver. Ve benim zaten bir sevgilim var. Ben Ural Kerim ile evleneceğim. Ona çok aşık oldum ve onu çok seviyorum. O da bana bayılıyor. Birbirimizi seviyoruz ve seni istemiyoruz. Aradan çık. Bir daha asla yanıma gelme. Ve bisikletin var diye kendini bir şey sanma.

Mektubu bitirip güzelce katladı. Ablasının odasından aşırdığı kırmızı ruju cüzdanından çıkarıp kapağını açtı. Kokusu hoşuna gitmediği için yüzünü ekşitti. Dudaklarını öne doğru büzdü ve saçma bir şekilde dudaklarına sürdü. Kıpkırmızı dudaklarını, ablasının yaptığı gibi birine bastırıp ruju iyice yedirdi. Mektubu eline alıp üzerine öpücüğünü kondurup geri çekildi. Bunu yapmasının iki nedeni vardı. İlk olarak Ferhat'ın, mektubu Serenay'ın yazdığına inanmasını istiyordu. İkinci nedeni ise, Ferhat'ın mektuptaki öpücüğü görüp heyecanlanması ve ardından okuyup moralinin bozulmasını görmek istiyordu. Bunu izlemekten keyif alacaktı. Ferhat Ural Kerim'den iki yaş büyüktü. Aralarında boy farkı epey fazlaydı. Ferhat yaşına göre uzun bir çocuktu ama Ural Kerim de fazla kısaydı. Bu yüzden gücü onu alt etmeye yetmiyordu. Onun yerine böyle planlar yaparak uzaklaştırıyordu Serenay'a yaklaşanları. Mektubuna bakarak zaferle gülümsedi. Bugün Ferhat'ı fena halde üzecekti.









Serenay: Ural Kerim'ciğim.


Ural Kerim: Efendim canım.


Serenay: Hani bize gelmek istiyordun ya.

Serenay: Geliyorsun galiba.

Serenay: Ama annen ve babanla.


Ural Kerim: Bana öyle bir talimat gelmedi.


Serenay: Babam seni eve çağıracaktı ama Ali abi ile konuşmuşlar ve onlarla gelecekmişsiniz yarın.


Ural Kerim: Allah Allah.

Ural Kerim: Babam bana niye söylemedi bunu.


Serenay: Baban bizi biliyor mu?


Ural Kerim: Bilmez olur mu ya.

Ural Kerim: Taaa ne zaman söyledim.

Ural Kerim: Akşam söyleyecekti herhalde.


Serenay: Çok önemli değil zaten.

Serenay: Siz gelin de.


Ural Kerim: Harbiden seni isteyecek gibiyiz ha.

Ural Kerim: İşe bak babaları falan da ben sokmadım araya.


Serenay: Ajahashjlsjd

Serenay: O işler öyle kolay değil canım.


Ural Kerim: Öyle mi canım?

Ural Kerim: Nasıl olurmuş o işler?


Serenay: Onu sen bileceksin artık.

Serenay: Neyse ben şimdi gidiyorum işim var.

Serenay: Öpüyorum seni.


Ural Kerim: Nereden?


Serenay: Görüşürüz


Ural Kerim: Ee cevap vermedin.

Ural Kerim: Serenay.

Ural Kerim: Zilli. 












Öptüm 😘

Ne Yaptın Serenay? - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin