BÖLÜM 26

4.1K 224 9
                                    



Ural Kerim arayalı yaklaşık on beş dakika geçmişti. Bakışlarım, deniz ve sahil yolu arasında mekik dokuyordu. Sabahtan beri ilk kez kendimi iyi hissediyordum. Ve bunun kimin sayesinde olduğunu da biliyordum. İlk defa inkâr etmeyerek hem de.

Sahilde hafif rüzgar saçlarımı uçuştururken omzumda bir el hissettim. İrkilip arkamı döndüğümde beklediğim kişi karşımdaydı ve gülümseyerek bana bakıyordu.

"Çok beklettim mi?" dedi yanıma otururken.

Yerimde toparlanıp ona biraz yer açtım. "Yok." dedim başımı iki yana sallayarak.

Dudaklarını birbirine bastırarak avuçlarını dizlerine sürttü. Üzerinde bariz bir gerginlik vardı.

"İyi misin?" diye sordum bu yüzden.

"Hımm hımm." diye sesler çıkararak arkasına yaslandı. Denize bakmaya başladı. Dediğiyle yaptığı pek uymuyordu. Elimi omuzuna koyup bana dönmesini sağladım.

"Neden gerginsin." diye sorduğumda derin bir nefes verip omuzlarını düşürdü. Sanki dakikalardır kendini sıkıyor gibiydi.

"Ben geçen gün konuştuklarımız yüzünden biraz gerginim. Özür dilerim Serenay. Galiba bu halinin sebebi benim."

Şimdi anlıyordum sıkıntısını. Halimin sorumlusu olarak kendini görüyordu ama yanılıyordu. Üzüntümün sebebi bana söylenen yalandı, yalanı ortaya çıkaran değil.

"Dediklerinde bir yanlış yoktu. Yanlış olan çok şey var ama bu sen değilsin Ural Kerim. Kendini sorumlu hissetme hiçbir şey için."

Ona güven vermek istercesine omzunu sıktım. Gözleri ilk önce omzundaki elime kaydı. Sonra ise tekrar yüzüme çıkardı bakışlarını. Bir eli havalanıp omzundaki elimin üstüne konduğunda şaşırmıştım. Usulca indirdi elimi omuzundan. Rahatsız olup çektiğini zannetsemde, öyle olmamıştı. Ural Kerim beni şaşırtacak bir şey yapmış ve tuttuğu elimi dudaklarına yaklaştırıp üstüne küçük bir öpücük kondurmuştu. Kalbim maraton koşmuşcasına atmaya başlarken şaşkınlıkla ona baktım. O ise avuçları arasındaki elimi yavaşça kucağıma bıraktı. Bana döndüğünde şaşkın yüzüm ona komik gelmiş olacakki kısık sesle, hafifçe güldü. İlk defa bir erkek elimi öpmüyordu tabii ki, fakat ilk defa öpen kişi Ural Kerim'di.

Oturduğumuz bankta biraz bana doğru yaklaşıp aramızdaki mesafeyi daha aza indirdi. Elini saçlarıma atıp, rüzgardan birbirine girmiş tutamları düzeltti biraz. En son bir tutamı kulağımın arkasına itip çekti elini. Bakışlarını bir an olsun yüzümden çekmemişti. Hafif çekik, sanki sürmeli gibi duran gözleri tam karşımdayken, bu çocuk bu kadar güzel miydi diye düşündüm.

Saniyelerdir aramızda oluşan sessizliği bozarak konuştu. "Serenay, sen nasıl böyle güzelsin?"

Sorusu kaşlarımı çatmama sebep olurken hemen ardından kahkaha attım. "Nasıl yani?" diye sordum.

"Böyle işte. Nasıl her şeyin bu kadar güzel. Gülüşün, duruşun, konuşman, bakışın. Her şeyin nasıl bu kadar güzel?"

İltifatları bir bir sıralarken dudaklarımı birbirine bastırdım. Ben de kendimi güzel bulurdum elbetteki, fakat onun ağzından duymak farklı hissettiyordu.

"Yani ne bileyim." dedim ne diyeceğimi bilmeyerek. "O kadar da değilim aslında."

Yanlış bir şey söylemişim gibi kafasını hemen iki yana salladı. "Benim gözümde öylesin. Mükemmelsin."

Bir an için ne oldu bilmiyorum ama duygulanmıştım. Belki sabahtan beri içimde tutuyor olmam, belki de onun söyledikleri. Gözlerim dolmuştu birden. Kafamı yere gözlerimi silmeye çalıştım fakat elimi tutan eli buna engel olmuştu.

"Ağlamak istiyorsan ağla, silme yaşlarını. İçinde tutma. Omuzum senin için hep yanında olacak."

O öyle konuşunca tutamamıştım kendimi. Ona dönüp başıma omuzuna gömerek sessizce ağlamaya başladım. Bir eli sırtımı bulup sıvazlarken yerimde biraz ilerleyip iyice ona yaklaştım ve sıkıca sarıldım. Anında kollarını bana dolamıştı. Şimdi ikimizde birbirimize sımsıkı sarılıyorduk.









Küçük bir bölüm oldu ama devamını fazla bekletmeden atacağım. Bölümler hakkında düşündüklerinizi merak ediyorum. Lütfen beğenirseniz oylamayı ve yorum yapmayı es geçmeyelim. Sizleri seviyorum. Ayrıca sayfamdaki Demirbilek kitabıma da beklerim. Öpüldünüz canım okuyucularım. <3<3

Ne Yaptın Serenay? - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin