İnanamıyordum. Bu durumda olduğuma gerçekten inanamıyordum. Öyle saçma bir ortamdaydım ki. O adam oğlunu ve karısını almış gelmişti. Odamda ne yapacağımı düşünüyordum.
"Kızım sen in aşağı, ben bayılma numarası yapayım. Bu akşam da hastanede bitsin işte."
Babaannem kendince güzel bir öneri sunuyordu bana ama birazdan bayılacak olan bendim. Hem de gerçekten.
"Hayır babaanne. Olmaz öyle şey dedim."
"Sana çözüm bulanda kabahat. O zaman in aşağı."
"Ya of ya." dedim yatağıma otururken. "Bu ne saçma bir durum. Sevgilim varken görücümle oturup kahve mi içeceğim?"
"Amaaaan sıkıldım be. Yürü Serenay. İnelim aşağı. Ne olacak Allah aşkına, doğru düzgün anlatacaksınız işte. Bu işin başka sonu mu var sanki?"
Haklıydı. Burada oturup bekleyerek hiçbir şeyi çözemezdim. Gelip bileğimi tuttu ve ayağa kalkmam için çekiştirdi beni. İtiraz etmeden peşinden ilerledim. Merdivenleri teker teker inerek salonun kapısının önünde durduk.
"Stres yapacak bir şey yok tamam mı?" dedi Kardelen beni yatıştırmak için.
"Önden sen gir." dedim bir adım geri giderek. Engel olamadığım bir stres vardı üzerimde.
Kardelen göz devirerek önüme geçti ve hızlıca kapıyı açtı. Tam o sırada başka birisi de kapıyı açmaya çalışıyor olacak ki, iki beden sertçe birbirine çarptı.
"Kafammm... Kafam gitti."
Kardelen başını tutmuş salınırken, ben de çarptığı kişi de ona doğru atıldık.
"Kardelen iyi misin?"
"İyi misiniz hanımefendi?"
Aynı an da sorduğumuz sorular üzerine birbirimize baktık. Galiba bu oydu. Bunu anlamam biraz daha gerilmeme sebebiyet verirken tekrar Kardelen'e döndüm.
"Of bir an nevrim döndü." diyerek başını kaldırdı eğdiği yerden. Gözleri karşısındaki kişiyle buluştuğunda ikisi de birbirine öylece baktılar. Sanki donmuş gibi duruyorlardı. Ne olduğunu anlamamıştım. Onlar birbirlerine, ben de olduğum yerde onlara bakarken içeriden gelen kadın sesiyle irkildim.
"Oğlum ne oldu?"
Yanımıza gelen kadın galiba onun annesiydi. Arkasından babası ve bizimkiler de gelmişti. Daha ben içeri giremeden onlar benim yanımda bitmişti resmen.
"Hanımefendiye çarptım da yanlışlıkla."
Adam, büyülenmiş gibi duran gözlerini yavaşça Kardelen'in üzerinden çekip annesine baktı.
Annesi ise hafifçe gülümsedi. "Serenay sen misin kızım?" diye sordu Kardelen'e.
Kardelen kafasını iki yana salladı. "Hayır ben kuzeniyim. İsmim Kardelen, memnun oldum." deyip elini uzattı kadına.
Kadının bakışları bir an da değişmişti. Yüzünde tuhaf bir ifadeyle elini sıktı. Hemen ardından oğlu elini uzattı Kardelen'e. "Ben de Deniz. Memnun oldum."
Kardelen, daha önce yüzünde hiç görmediğim kadar utangaç bir ifadeyle tuttu çocuğun elini. Tokalaşıp ayrılırken ikisinin de kızardığını fark edebilmiştim.
"E herkes geldiğine göre içeri geçelim. Çaylar soğumasın."
Annem seslenince ortamdaki atmosfer de bozulmuştu. "Hadi gelin." diyerek beni de çağırdığını belli etmişti babam. İçten içe oflayarak içeri geçmek üzereyken kapı çalmıştı.
"Siz geçin ben kapıya bakayım." deyip biraz da olsa zaman kazanmak istedim. Bu yüzden olabildiğince yavaş adımlarla vardım kapıya. Kapıdaki kişiyi daha fazla bekletmemek adına açtım kapıyı. Ama gördüğüm görüntüyle tekrar kapatmamak için zor tuttum kendimi. Çünkü Ural kerim kapıda durmuş bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Yaptın Serenay? - Yarı Texting
General FictionAykırı kız Serenay ve muhafazakar bir ailenin mülayim çocuğu Ural Kerim. BU HİKAYE 17/ 08/ 2022 TARİHİNDE YAYIMLANMIŞTIR. Bölümler kısa aralıklarla gelecektir.