Hayatım boyunca hiçbir düğünde yerimde duramamıştım. İlla kalkar oynardım. Özellikle bana kötü bakışlar atan akrabalar önünde oynatmak pek keyifliydi. Bugün, burada pek tanıdık olmasa da kalkıp eğlenmesini bilmiştim. Ama şimdiki dans aklımın ucundan bile geçmemişti. Ural Kerim ve ben romantik bir müzikle dans ediyorduk. Şu ana kadar sadece roman havası, halay gibi şeylerle piste çıkmıştım. Böyle pistin ortasında salınmayı ise hep sıkıcı bulurdum. Kuzenler dans etmek istediğinde gidin başkasını bulun derdim onlara. Nedense Ural Kerim'i kıramamıştım işte. Açık kahve gözleri çok masum bakıyordu. Hiç demezdim kapı önüne işeyen çocuk bu diye. Tıraşlı saçları, küçüklüğünden farklı olarak yüzüne sert bir ifade katsada benimle konuşurken hep gülümsüyordu. Giydiği beyaz gömlek ve siyah pantolonuyla da epey hoş duruyordu açıkcası. Şimdiden birkaç kızın bakışını yakalamıştım.
Pistte gelin ve damat haricinde üç çift daha dans ediyordu. Biri de bizdik. Ural Kerim'in arkasında ağzı açık bir şekilde bana bakan teyzemi görünce bir an afallayıp ayağına bastım. Hemen kendimi toparlarken Ural Kerim hiç hissetmiş gibi durmuyordu. Hala aynı gülümsemeyle bana bakıyordu. Eğer onun gibi yapsaydım tüm dansı birbirimize bakarak etmiş olacaktık. Neden gözlerini benden alamıyordu ki?
Boylarımız arasında pek fark yoktu. Ural Kerim bir seksen - seksen beş civarı duruyordu. Ben de bir yetmiş beştim ama topuklularla aramızdaki mesafe kısalmıştı. Dans ederken tekrar sendeledim ama bu sefer o da hissetmişti. Üstüne doğru düşer gibi olunca beni belimden daha sıkı tutup duruşumuz düzeltmeme yardımcı oldu. Yardım ederken belimi saran sol kolunu çekmedi sonrasında. Resmen bana sarılıyordu. Bu sayede biraz daha yakın dans eder olmuştuk ve bu mesafede ben onun omuzuna bakıyordum. O ise hala bana dönüktü. Başını eğmiş ve hafif sola yatırmıştı. Eğer ona dönersem gerçekten çok yakın olacaktık. Bu yüzden dümdüz omuzuna bakmaya devam ettim. Olduğumuz yerde salınmamız hala saçma gelirken müziğin bitmesi en çok istediğim şeydi. Ama bitmediği gibi birkaç çift daha dansa kalkıyordu.
"Çok güzel kokuyorsun." dedi birden Ural Kerim.
İltifat hoşuma gitsede nasıl bir tepki vereceğimi bilemedim. Bu kadar yakınken konuşmak zor oluyordu. "Tüm paramı yatırdığım parfümü sıktım çünkü." deyiverdim.
Akabinde Ural Kerim'in kıkırdamasını işittim. Komik gelmişti herhalde. "Bence güzel kokan sensin." diye fısıldadı bu sefer.
Parmak uçlarımda biraz yükselip kulağına yaklaştım ben de. "İki bin beş yüz lira." deyip tekrar eski pozisyonuna döndüğümde tekrar gülmeye başladı.
"Benimki de yirmi beş lira." diye fısıldadı. Bu sefer ben güldüm. "Sen de çok güzel korkuyorsun." diye konuştum. Gerçekten güzel kokuyordu.
Ural Kerim çok içten bir şekilde gülümseyerek bir şey söyleyecek gibi oldu ama birden ağzını kapayıp kaşlarını çattı. Gözleri bir yere odaklanırken birden benden sıyrılıp ileri doğru koşmaya başladı. Ortamda bir panik havası oluşurken ne olduğunu anlayamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Yaptın Serenay? - Yarı Texting
General FictionAykırı kız Serenay ve muhafazakar bir ailenin mülayim çocuğu Ural Kerim. BU HİKAYE 17/ 08/ 2022 TARİHİNDE YAYIMLANMIŞTIR. Bölümler kısa aralıklarla gelecektir.