Piyamor teşekkür ederim(:
1- İlk başta Piyamor kimdir?
Öncelikle merhabalar, Piyamor (Pi Y Amor) elbette ki bir takma ad. Pi says. ve aşk demek bir çok Latin dil gurubunda. Sayısal mezunuyum ve ismimin son ekinden de anlaşılacağı üzere romantik kurgular yazıyorum. Gerçek adım Pınar. 29 yaşındayım ve şu an bir kamu şirketinde çalışıyorum. Arta kalan zamanlarda da -bu günümün büyük bir paydasını kaplıyor-hayalime uzanmaya çalıyorum, yani yazıyorum.
2- O zaman soracağım soru bununla ilgili gelsin. Yazmaya ne zaman ve nasıl başladın?
Kendimi bildim bileli desem; çünkü ilk ne zaman yazmaya başladığımı hatırlamıyorum. Çocukken teneffüste arkadaşıyla kavga edip, sirf hassasiyetinden alinganlığını belli edemeyip, derste defterinin. kenarına içini döken bir kızdım ben. Günlüklerimin sayısını bilmem bu yüzden, Gerçi uzun bir zamandır günlük tutmuyorum. Kendimle ilgili yazmaktansa hayali olan karakterleri kalem ve kağıtla yaşatmak daha eğlenceli zaman geçirme yöntemi gibi geliyor. Ama kurgu anlamında ilk yazmaya lisede edebiyat öğretmenimin teşviki ile başladım. Okulun gazetesinde köşe yazısı yazmak için bir yer bile kaptım. Sanırım aldığım güzel tepkiler sağladı şu an durmaksızın yazıyor oluşumudu.
3- Yazdığın zaman nasıl bir ortam lazım mana?
Kesinlikle los(bunun için özel aydınlatmalarım var). sessiz ama müzik mutlaka olmalı(müzik de bir sessizlik bana göre) bol kahve ve bitki çayının eşlik ettiği Eğer los bir karanlık bulamıyorsam ve ilham sabahın bir vakti geldiyse, kapıyı pencereyi açar temiz havayı masama davet ederim. Perdeleri de kaldırım. Camın önünden geçen kuşlara baka baka yazarım...
4- Seni bu işe yönlendiren yaz diye belirten kimse oldu mu peki?
Herkes... Konuşurken onları etkilediğimi söylerlerdi hep. ben de teşekkür etmek ile yetinirdim. Bir gün on sekiz yaşındaki kız kardeşimle onun bir sorunu ile ilgili konuşuyordum. O zaman ben de yirmi beş yaşında oluyorum galiba Ağzımın içine baka kaldığını ve beni etkiliyorsun abla,' dediğini hatırlıyorum. Sonrası 'neden yazmıyorsun, yazsan ilk ben okurum' demişti. Wattpad'in varlığından da bana ilk kardeşim o konuşmamız sırasında bahsetti. Öncesinde bilmiyordum. Şu an buradayım ve yazıyorum.
5- Kesinlikle güzel bir dilin ve yazma tarzın var belli oluyor. Kötü yorumlar seni üzüp motivasyonunu düşürüyor mu?
Şahsıma almadığım sürece (Çünkü ben orada kendimi yazmıyorum ve topluma aykırı gelen şeyleri direte direte kabul ettirmeye de çalışmıyorum. Sadece kurgu yazıyorum) her türlü kötü yorum ve eleştiriye açığım. Netice de kurgu da olsa hayattan ve yaşanmış şeylerden yazıyorum. Tek bir doğru yok ve birine mantıklı gelen diğerine mantıkl gelecek diye de bir şey yok. Beğenmediğimiz şeyleri dile getirmekte hepimiz özgürüz ama bunu düzgün bir üslupla yapmalıyız.
6- En başka olan kurgun hangisi?
En başka olan. Her yeni hikayeye başladığımda o benim için bir başka oluyor. Ama bir durduğumda, durulup düşündüğümde hepsi ayni geliyor. Ayırmak çok zor. Ama galiba şu an yazdığım Dilfiruz ve ondan öncesi olan Katre kitaplarındaki adamlar başka seviyordu. Bu arada kurguya başlarken ne planlarsam planlayayım bozuluyor. Sanki karakterler kendi olaylarını kendileri belirliyorlarmışcasına birden bire değişiveriyor bazi anlar Karakterim o değişen anlarda öyle bir şey deyiveriyor ki ben bile kapılıp, kaptinp gidiveriyorum Sanki benden bağımsız gibi Garip. İşte bu bahsettiğim olaylar Dilfiruz ve Katre'de çok fazla yaşandı. O yüzden bana biraz daha başka geliyorlar
7- Yaptığın betimlemelerde neyden yararlanıyorsun?
Benim görsel zekam iyidir. Bir gördüğümü unutabileceğimi sanmıyorum. Hani, Erkenci Kuş diye bir dizi vardı ve oradaki Sanem karakteri fotoğrafik hafızaya sahipti Onun gibi diyebiliriz. Tabii betimleme yaparken doğru kelimelerle yapmak çok önemli. Fazla süslememek, okuyanı bunaltmamak, doğru benzetmeler yapmak herkesin kullandığından ziyade daha akılda kalıcı ve farkı olanı seçmek- diyebiliriz. Pamuk şekeri herkes buluta benzetir ama bana göre o tatlı ama soğuk olmayan bir kar topu. Bulutu elle tutamazsın, tadına bakamazsın, ama kan tutarsın ve tadına bakarsın. Aynı pamuk. şeker gibi diline değer değmez hoş bir dokunuş bırakıp yok olur...
8- Birilerinin senin arkanda destekçi olduğunu bilmek seni daha fazla yazmaya itiyor mu?
Aksine, destekçi olmayanlar ve başarısızlıklarım beni daha çok yazmaya itiyor. Bu duruma kamçılanmak ve daha iyisini yapmak için dişini tırnağına takmak diyebiliriz. Destekçi olanlar zaten benimle birlikte yürüyor Olmayanlar da ya arkamdan bakıyor ya da önünü kapadığım için beni itelemeye çalışıyor. Şimdi ben bunu bile bile nasıl durayım?
9- Senin için yazmak sadece hobiden ibaret mi?
Yazmak benim için bir ihtiyac. Yemek yemek, su içmek ya da uymak gibi... Bazen diğerlerinin önüne geçtiği anlar oluyor. Uykudan fedakarlık ediyorum kimi zaman, kimi zaman öyle bir kaptırıyorum ki kendimi yemek yemeyi unutuyorum. Eksikliğinde -yazma rutinimi bozduğumda- huzursuz hissediyorum. Susamaya benziyor bu. Ve bir gün hepsini raflarda görmek için uğraşıyorum. Bu düşünceyle gözlerimi kapatıyorum uykuya
10- Geldik son sorumuza gelecek hakkındaki en büyük hayalin nedir?
Yazdıklarım bir kişi için bile alınıp okunacak ve çokça keyif almasını sağlayacak kitaplara dönüşse yeter bana Ben her ne olursa olsun yazmaya devam edeceğim. Daha önce de dediğim gibi ihtiyaçsa eğer bir şey sizin için bırakamıyorsunuz. Birakmam, bırakamam... Her şey elimizde ve o da çok uzak bir zaman dilimimde görünmüyor.
Teşekkür ederim çoğu soruyu ben bile kendime sormamıştım. Bir fark edişti bu sohbet benim için..
Asıl ben teşekkür ederim yazdıklarını keyifle okudum. Umarım en iyi yerlerde olursun. Şuan da kitapların çok iyi okunuyor eminim gelecekte bu daha da artacak
Teşekkür ederim❤
Piyamor buradan soru sorabilirsiniz(:
Bol bol yorum ve oy istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZAR KÖŞESİ
Short StoryWattped üzerinde yazan yazarların bilinmeyenlerini soruyoruz... Hadi sende gel en sevdiğin kitabın yazarı hakkında bilmediğin şeyler öğren.