YİRMİ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

24 7 2
                                    

"Eve erkek de atmaya başladın." dedi gülerek. Sarı saçları dalgalandı, kısılan gözlerinin üstüne düştü. Böylelikle tatlı bir yüz ifadesi oluşmuştu.
*

"İyi de..." dedi, "Sen beni ne kadar tanıyorsun?"
"Kimsin sen?"

"Sevilmeyen çocuğum ben, hep öyle kalacağım. Ama sevgim var neyse ki."

Bediz'in aklına Salih geldiğinde ürpermesine engel olamadı.

"Üşüdün mü?" dedi Batu, bir yandan montunu çıkarmaya çalışırken.

Ellerini ona doğru kaldırdı, "Yok, yok üşümedim. Gerek yok." dedi. Batu durdu, "Peki."

"Otur gel ama biri gelecek olursa..." dedi ve dudaklarını ısırdı.

"Şu an hiç tanımadığın birini evine aldın. Benden başkası olsa kendini nasıl tehlikeye atacağının farkında mısın?" dedi koltuğa yerleşirken.

Bediz omuzlarını silkti, "Sanırım benim korkum kalmadı hiçbir şeye. Umursamam gereken şeyleri umursamamam normal mi?" dedi ve oturdu.

Batu başını salladı, "Yıpranıyorsun, normal. Ama baban burada. Sevinmedin mi?"

Bediz gerilmişti, "Babamı nereden biliyorsun?"

"Sadece seni izledim, daha iyi bir işim yoktu. Gerçekten. Hatta diğer uzun boylu arkadaşınızı takip etmeniz de çok eğlenceli gibi görünüyordu." Eliyle onu işaret etti, "Yine de eğlenebiliyorsun."

"Haklısın aslında, arkadaşlarımla eğleniyorum ama babam tehlikede." dediğini fark ettiğinde eliyle ağzını kapadı.

"Nasıl?"

"Boş ver."

"Peki, adını söyleyecek misin artık?"

Bediz kahkahasını tutmaya çalışarak konuştu, "Beren, adım Beren."

"Çok güzel isim, ben de..." derken sözünü kesti.
"Biliyorum, Batuhan."

"Batu diyebilirsin." dediğinde olumlu anlamda başını salladı. Bediz bu kibar çocuğa istemeden de olsa ısınmıştı.

"Gidiyorum ben artık, babam çıldırmıştır."

İkisi birlikte ayağa kalktı, "Babanla mı yaşıyorsun?" diye sordu Bediz.

"Evet, bir de kardeşim var."

Bediz başını salladı. Kapının önüne geldiklerinde önünde duran Batu birden kıza doğru döndü.

"Annemi bu olaylar öldürdü diye düşünüp üzülme Beren'im." derken yanağından makas aldı. "Annemi, babam denecek adam öldürdü."

Bediz öylece kalırken konuşmaya devam etti.
"Dikkatli ol, tamam mı? Arada gelirim yanına, seninle konuşmak çok keyifli oluyor." dedi, sıcacık gülümsedi. Bediz sadec başını sallayabildi. Batu'nun da kapıyı açmasıyla gitmesi bir olmuştu.

Koltuğa tekrar oturduktan sonra olanları düşündü. Sevilmeyen çocuk... Acaba sonradan bir Salih olma eğilimi oluyor muydu onlarda?

"Umarım olmaz, yoksa ben de onun gibi olurum." diye fısıldadı karanlıkta.

Gözlerini kapadı, mumun yansıyan alevini sanki bir şömineymiş gibi hissetti. Daha sonra kâbusların onu hapsetmesine izin vermek zorunda kaldı.

Koşuyordu, o kadar hızlı koşuyordu ki hem de! Bacaklarının hâlâ bedenini nasıl taşıyabildiğine şaşırıyordu. Bir el elini tutsa da dengesini bulmuştu.

Her yer karanlığa hapsolmuştu. Sokak arasında nefes nefese durdu, başını kaldırdı ve yanındski kişiye baktı. Karanlık da olsa parlayan ela gözlerini direkt olarak görmüştü.

AŞK İSTİLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin