ONUNCU BÖLÜM

101 57 9
                                    

-Medya Poyraz-

Arkasındaki kapı açılıp içeri biri girdiğinde Bediz'in dudaklarından inilti gibi bir kelime döküldü.

"Poyraz..."
*

İçeri gelen Ela'ydı. Poyraz ona doğru döndüğünde şaşkınlıkla bakıştılar. Ela sarı saçlarını savurarak onun yanına kadar geldi ve elini omzuna koydu.
"Kim bilir neler görüyor şu an?" Poyraz sadece kafasını sallayabildi. Hiçbir şeyden haberi olmayan bir kızdı Bediz. Acılarını neden ondan çıkarmışlardı? Açıkça tehdit ediliyorlardı.
"Hadi, çıkalım artık." dedi Poyraz. Ela ameliyathaneden çıkarken gördüğüyle artık düşüncelerinden emin olmuştu. Poyraz'ın gözlerinin dolduğunu görmüştü.

Üç Gün Sonra
"Biraz daha ister misin?" diye sordu Ela.
"Evet." dedi Bediz boğuk çıkan sesiyle. Ela bir bardak daha su doldurdu ve ona uzattı. Bediz kendine geleli henüz birkaç saat olmuştu. Suyunu içip Ela'ya geri verdi. Saatlerdir ona bakıyordu.

"Ela, ben iyiyim. Sürekli burada durup kendini yormana gerek yok." dediğinde kapı açıldı. Gelen Poyraz, doktoru Kenan ve Ahmet'ti.

Ela "Olur mu hiçç! Hem yorulmuyorum ki ben." derken kaşlarını çattı. Daha sonra Bediz'in isteği üzerine yastığını düzeltti. Yarı oturur yarı yatar durumdaydı. Poyraz elleri ceplerinde yanına kadar geldi.

"Geçmiş olsun." dedi ve gülümsedi.
"Teşekkür ederim."
Daha sonra Ahmet konuştu, "Geçmiş olsun kızım. Bizi çok korkuttun." Bakışları yere doğru kaydı, "Ben olmasaydım..." diye kendisini suçlamaya başlayacağı sırada Bediz onun sözünü kesti.

"Sen olmasaydın ben arkadaşlarımla tanışamaz, hatta yaşayamazdım."
Ahmet sadece hafifçe gülümsedi.
"Geçmiş olsun canım." dedi Kenan ve Bediz'e sarıldı. Bediz gülümseyerek ona sarıldıktan sonra Poyraz'ın ela bakışları altında ezildi. Öylece, tepkisiz şekilde gözlerini ayırmadan bakıyordu. Bakışlarını ondan kaçırıp Kenan'a baktı.

"Nasılsın, ağrın var mı?"
"Biraz..."
"Şey, siz nereden tanışıyorsunuz?" diye sordu Ela.

Poyraz "Sonunda biri sordu!" diye düşündü.

"Ahmet amca ve Kenan babamın iş arkadaşlarıydı." Gözleri dolmuştu, "Babamla olmadığım kadar yakındım sizlerle." dedi göz yaşları arasında gülümserken.

"Bediiz!" diyerek sarıldı ona Ela. Bediz daha fazla ağlamamak için etrafını inceledi. Küçük bir hastane odasıydı. Önünde bir dolap, dolabın iki yanında da iki kişilik kahverengi deri koltuklar vardı. Yanında da bir sandalye ve komodinden başka bir şey yoktu.

Poyraz, "Bir saniye." dedi ve Ahmet'e baktı. Ahmet ona karşı aşağı yukarı başını salladı. Ela gözleri tekrar ona döndü.

"Biraz yalnız konuşabilir miyiz?"
"Ha, zaten ben şey yapacaktım!" diyerek ilk çıkan Ela oldu. İkisi yalnız kaldıklarında, Poyraz sandalyeye oturdu.

"Ne oldu Poyraz? Kötü bir şey mi oldu?" diye endişeyle sordu Bediz. Poyraz ellerini iki yana salladı, "Yok, yok." dedi.

"Öyleyse?"
Poyraz, "Bediz, babanın adı ne?" diye aniden sordu. Bediz kaşlarını çattı hafifçe, "Niye ki?"

"Bir söyler misin?"

"Alparslan."

"Hangi, yani soyadınız ne?"

AŞK İSTİLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin