Bediz, Batuhan'a baktı.
''Ne?'' diyebildi sadece.
**
''Bundan da ye oğlum.'' diye reçeli bana uzatan
babaanneme çevirdim bakışlarımı. Yaşını hiç göstermiyordu, sadece yanakları artık yüzünden bağımsız gibi görünüyordu. Ne zaman onunla eğlenmek için yanaklarından bahsetse, ''Benim de kusurum bu olsun oğlum.'' derdi.''İnsanların ne kadar büyük kusurları var, benimki de bu olsun.''
Bu cümleyi ondan her duyduğumda onu ne kadar sevdiğimi anlardım. O benim hem annem hem babam, hatta belki de hiçbir zaman sahip olmadığım kardeşimdi.
''Gökhan, oğlum.'' dedi babaannem, ''Yesene!'' diye çıkıştı daha sonra. Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı.
''Bu çocuk beni öldürecek.'' dediğinde kaşlarımı çattım huysuzca.
''Şöyle demesene babaanne.'' Elimdeki çatalla önümdeki zeytini yuvarlarken babaannemin derin bir nefes verişiyle durdum. Bu nefes, 'bir şey söyleyeceğim ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum' nefesiydi. Küçüklüğümden beri bana bakan kişiydi o, onu çok iyi tanırdım.
Elimdeki çatalı yavaşça tabağımın yanına bıraktım ve peçeteyle dudaklarımı sildim.
''Ne söyleyeceksen söyle hadi, kötü bir şey mi oldu yine?''
Babaannemin gözlerindeki acı daha da belirginleşmişti. Oturduğum kahvaltı masasından kalktım ve sandalyemde asılı duran çantamı tek omzuma taktım.
''Poyraz bekliyor babaanne, hadi söyler misin? Yoksa babam olacak kişi mi aradı yine?''
Babaannem bakışlarını üzerimden çekmeden 'evet' anlamında başını salladı.
''Onunla görüşmek istemediğimi kaç defa dedim, artık telefonlarını açmana bile gerek yok.''
''Senin gibi o da benim oğlum.''
Dudaklarımı birbirine bastırdım sinirle, "O bir katil, babaanne.''
Evet, o adam ne bir baba ne de bir oğul olabilirdi. Onun olacağı ve ona uyacak tek şey katil olmaktı. Kendi eşini gözünü bile kırpmadan öldüren bir katil.
''Neyse, Gökhan.'' deyişiyle bana kızdığını anladım. İsmimi sadece sinirliyken kullanırdı. Babaanneme göre, babam cezasını çekmişti ve pişmandı. Ama ben buna inanmıyordum, hiçbir zaman da inanmayacaktım. Birini öldürebilecek cesareti gösterdikten sonra kimse pişman olmazdı, olamazdı.
''Ama bugün senin için aramadı.'' dedi babaannem hızlıca.
''Yine ne istiyor?'' dedim bıkkınca, omzumdan kayan çanta kolunu daha sıkı tuttum. Bilmiyorum, belki de sadece sinirli olduğumdandı sıkı tutuşum.
''Düğünü varmış...'' dedi, bana baktı ve ne tepki vereceğimi bekledi.
''Tamam.'' dedim ve babaannemin yanaklarından öptüm, ''Ben çıkıyorum, Poyraz bekliyor.''
''Bizi düğüne davet etti.''
Ona eğilmeyi bırakıp dik durdum, ''Gitmeyeceksin, değil mi?''
Ses çıkarmadı.
''Babaanne, gitmeyeceğim de hadi.''
Cebimdeki telefonumun titreşmesiyle arayan kişiye baktım. Babaannemden gözlerimi ayırmadan telefonu açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK İSTİLASI
Fantasy"Hayatı yaşanılabilir kılmamız lazım ." Adamın elleri hâlâ onun saçlarını okşuyordu. Boy farkından dolayı eğildi ve kızın dudaklarına masum bir öpücük kondurdu. Geri çekilip gamzelerini göstere göstere gülümsedi. "Şimdi yaşanılabilir." ** "Ne yapt...