29.bölüm

154 13 28
                                    

Keyifli okumalar

"Ulan Ercüment, her fırsatta karımın dibinde bitmek zorunda mısın?" Serhat sahte bir kızgınlıkla kaşısındaki adamı kışkırtıyordu.

"Hah çok meraklıyım sanki dumanın koynunda durmaya... Kız İlay, bu günden güne daha da huysuzlaşıyor. Hayırdır, aç mı bırakıyosun, herif o yüzden gergin olabilir." Ercüment adındaki bakımlı ve hayli ukala görünen adam ise hiç altta kalır gibi değildi.

"Ercü, kes sesini!" İlay yanındaki bakımlı adamı ikaz ederken Serhat'a gülümsedi.

"Altı üstü etleri pişirmene yardım ediyorum. Ayol adam utanmasa seninle aynı mekanda nefes almama engel olacak." Ercüment söylenmeye devam ediyor bir yandan da mangalda ki etlerin tersini çeviriyordu.

"Buna engel olmak istemediğimi nerden çıkardın?" Serhat gayet ciddi konuşuyor olsa da bunu Ercüment'i daha fazla kışkırtmak için yaptığı ortadaydı.

"Bunun adı kıskançlık değil. Hastalık, biliyorsun değil mi, aç vampir?" Ercüment omuzlarını dikleştirip tek kaşını kaldırarak söylenmişti.

"Karıma bu kadar yakın olursan hastalıklı bir adamın öfkelenince ne kadar ileri gider göreceksin."

"Ha hayt. Yemişim öfkeni enişte bey. Madem karından uzak durmamı istiyorsun, gel buraya etleri pişirde endamını görelim. Off her bi tarafım mangal dumanı oldu zaten." Üzerine sinen dumandan kurtulma isteğiyle elini yelpaze misali yüzüne salladı.

"Tabi ki pişiririm. Sende git karına yardım et. Kardelen al kocanı buradan."

Karşımda hem mangal hazırlayıp hem atışmaya fırsat bulan kişileri yeni tanıyordum.

Bu kadar kalabalık ve neşeli insanlarla karşılaşmak beklemediğim birşeydi.
Toplantıya katılan Serhat Karacihan'ın kesinlikle karısının etrafında neşe saçan adamla uzaktan yakından ilgisi yoktu.

Eşi İlay'ın ise sıcak kanlı karşılamasıyla başlayan, güler yüzü ve samimiyeti yabancı bir yerde olmanın verdiği gerginliği alıp götürmüştü.
Sanki uzun zamandır tanıştığım insanlarla beraberdik.
Oysa geleli daha yarım saat olmuştu.

Rıfat Soyluer, sessizce bardağa doldurduğu suyla bakışıyordu. Aklı burada değil de sanki başka bir yerdeydi, yada birinde. Ezgi'yi düşünmesi muhtemeldi, yinede buna emin olamadım. Biraz araştırma yapmış ve çapkın biri olmasa da kadınlarla ciddi ilişkiden uzak biri olduğunu öğrenmiştim. Böyla adamlar bir kadını düşünüp üzülmezdi. Uzak durulması gereken erkekler arasındaydı.

Ercüment ve eşi Kardelen ise farklıydı. Ercüment uzun boylu yakışıklı bir erkek olmasına rağmen yaptığı hafif makyaj ile yüzünü sert erkek kategorisinden çıkartıyordu. Ve bir erkeğe göre fazla cüretkar kıyafetleri vardı. Daracık pantolonu ve üzeri yer yer transparan tişörtü spor olmaktan çok uzaktı. Eşi Kardelen kızıl saçlı ve uzun boyula etkileyici bir kadındı ve Serhat'ın aksine kocasını İlay'dan kıskanmıyordu.

Yalnız neden Serhat Bey'in İlay'ı Ercüment'den kıskandığına bir anlam veremedim. Sadece aralarındaki bir espiri diye tahminde bulundum.

"Sadece karısını kendinden daha iyi tanımasını kıskanıyor." Onur yanımdaki sandalyede dururken dikkatle beni izliyordu. İlay ve Serhat'a dikkat kesildiğim için aklımdan geçen muhtemel soruları tahmin ederek yanıtlamaya geçmişti bile.

"Neden?"

"Çünkü Ercüment, İlay'ın en iyi arkadaşı. Onu iyi tanıyor. Serhat'ın kıskanacağı kadar derin bir dostluk." Ne garipti. Serhat'ın kıskanç tutumuna karşın Kardelen'in tavırlarında kıskançlıktan eser yoku.

Asi Tutsak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin