39. bölüm

98 9 17
                                    

*Onur*


Yumuşak yatakta aylarca evlilik planı yaptığım kadının yanında uyanmama rağmen vücudum geceden kalan yoğun stresin verdiği etkiyle kas katıydı. Uyumuş olmama rağmen dinlememiştim.

Elçin Serhat'ın evinden çıktığı gibi doğruca yetimhaneye, Uraz'ı görmeye gitmişti. Ben ise yalnızca hayalet gibi onu belli bir mesafe geriden izlemekle yetindim.

Sevgilisini takip eden ergenler gibiydim! Dahası o ergenler gibi tecrübesizdim. Konu Elçin olduğundan ne yapmam, nasıl davranmam gerektiğini hala kestiremiyordum.

Karım diye demiyorum ters köşelerle doluydu.

İki haftayı bulan  garip davranışlarını çözmeye çalışsamda bir türlü başaramıyordum.  Az konuşuyor, gözlerime doğrudan bakmaktan bile çekiniyordu.
Benden gizlediği her neyse aramıza örülen görünmez duvarların sebebi bu olmalıydı.

Yetimhane de bulunduğumuz süre boyunca bakışlarıyla varlığımdan rahatsızlık duyduğunu hissettirmek için göz teması kurmayıp, ara ara ters bakışlar gönderdi. Oysa beni uzaklaştırmak için aksi davrandığını biliyordum. Yanında olmama ihtiyaç duyuyordu. Tıpkı benim O'na ihtiyaç duyduğum gibi.

Varlığımı görmezden gelen karıma sinirlenemeyecek kadar zihnim doluydu. 
Benden gizlediği her neyse aramıza aşılmayacak kadar yüksek engeller koymadan çözmem gerekiyordu.

Gece boyunca beynimi kemiren o lanet kuşku sabahın erken saatinde uyanmama sebep oldu.

Yatağın en kenarına yerleşip benden  uzak durmaya çalışan karım, günümün kötü geçeceğini müjde eder gibiydi. Öfkeli bir solukla yataktan kalkıp giyindim. Bir an evvel üzerimdeki stresten kurtulup mantıklı kararlar almalıydım!

Sevdiğim kadını evliliğe ikna ettikten sonra mutlu bir ilişkimiz olacağını zanneden aklımı sikeyim!

Halim resmen içler acısıydı!

★★★


"Peşine adam takacak değilsin ya amına koyim. Gidip adam gibi konuşup probleminizi çözebilirsiniz. Sonuçta evlisiniz." Serhat'ın suratına ciddi ifademi bozmadan baktım.

"Bu tavsiyeyi İlay'ın saatine dinleme cihazı yerleştiren adam mı veriyor?" Dediğimde ters bir bakışla kaşını kaldırdı.

"Bizim durumumuz farklıydı koçum. İlay'ın sağı solu belli değil."

"İnan bana Elçin'de inançtılıkta İlay'dan farklı değil. Kontrol edemiyorum, aklından neler geçtiğini bilmiyorum, yaklaşamıyorum. Ama biliyorum.. Benden gizlediği bir şey var ve bu her neyse basit bir konu değil." Elimi sinirle gözlerime siper ettim.

"Ayrıca evet, peşine adam taktım ve pişman değilim. Karımın ne ile mücadele ettiğini bilmeliyim." Vakit neredeyse öğleyi geçiyordu ve Elçin'in peşindeki adamlarımdan hala bir ses yoktu.

"Diğer meselle ne oldu? Halledebildin mi?" Dediğinde gururla konuştum. Bu gurur Elçin'i bir nebze olsun mutlu edebilme ihtimali içindi.

"Evet. Bütün gereksiz prosedürleri ortadan kaldırdım. Artık resmen Uraz'ın koruyucu ailesiyiz. Akşam Elçin'e söyleyeceğim." Uraz yine yetimhanede kalacaktı, henüz herşey halledilmiş sayılmasada resmi olarak Uraz bebek için söz hakkına sahip oluyorduk. Yetimhane müdürü zaman zaman evimizde kalabileceğini belirli bir süre sonra da tamamen bizimle yaşamasının mümkün olduğundan söz etmişti.
Elçin mutlu olacaktı.

"Sevinecektir... Tabi bebek ile birlikte ilgi odağı dağılacak." Derken sesi düşünceli geliyordu. Sanki İlay'ın anne olduğu zamanları hatırlıyor gibiydi.

Asi Tutsak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin