12. bölüm

1.7K 102 69
                                    

Keyifli okumalar

Olduğum yerde kıpırdanmaya çalıştığımda, bedenime yayılan sızlanmalarla yüzüm istem dışı buruştu. Sanki aylardır uyuyor muşum gibi tüm eklem yerlerim tutulmuştu.

Halbuki gece Mervan sayesinde yeterince esnemiştim.  Rahatlamış olmam gerekliydi.

Gözlerimi açmak istemiyordum. Mervan ile karşılaşmak şuan için en istemediğim şeydi.

Utanç, kesinlikle utanç halimi en iyi anlatan duygu olabilirdi.

Aklımın ucundan dahi geçmeyecek bir sahne dün gece hayatın cilveli sahnesinde perdelenmişti.

Herif şehvetli rüyamın prensi olması yetmezmiş gibi birde onun adını inleye inleye sayıklarken beni izlemişti. 

Peki ya sonra... 

Sonrası ise daha büyük bir rezaletti!

Yağmur yüklü bulutlar misali haz ile dolmuş bedenim ile Mervan'a karşı koymayı sadece düşünebilmiştim, lakin konu icraata gelince tam bir fiyaskoydum.

O marifetli parmaklarının getirdiği müthiş sarsıntılar... Bedenimi saran olağan üstü zevk...  Karşı konulması imkansız hazlar vaadediyordu ve ben o vaatlerin boş olmadığını bizzat yaşayıp görmüş oldum.

Yaşadığım haz nerede olduğumu bile unutturacak cinstendi. Aklıma gelmesiyle bile vücudumun tekrar ısındığını hissettim.

Aklımdaki Mervan, faktörünü unutmak adına düşünmem gereken diğer şeyi hatırladım. 

Bedenime enjekte edilen lânet zehir! 

Dün, gün boyu kendimi kötü hissetmenin etkisiyle bedenimdeki o maddenin ne kadar tiksinç olduğunu bile farkedememiştim. Beynim işlevini yitirmiş, melankolik bir ruh hali içerisinde koca bir günü heba etmiştim. 

O zehir bedenime yayılırken yaşadığım güzel hisler ve mutluluk sonrasında neredeydi? 

İnsanlar bu sersemlik için mi kendilerini iğneliyorlardı. Bile isteye insanın kendine bu kötülüğü yapması korkunçtu.

Uyuşturucu kullanan insanlar zaten belli bir zaman sonra zombiye benziyorlardı, kadınlar ise cidden çirkin oluyordu.

Neyse ki ucube bir bağımlıya dönüşmeden ölecektim. 

Uyuşturucunun diğer kötü tarafı, hiçbir şey hatırlamıyor olmamdı. Alkolü fazla kaçırdığım da bile kendimi kaybedecek raddeye geldiğim hiç olmamıştı.

Tamam, kontrolümü kaybetsem de ertesi gün herşeyi hatırlardım. 

İğneden sonra neler olmuştu acaba. Hayal meyal görüntüler hafızam da canlanıyordu ama birleştiremiyordum. O zehrin etkisindeyken neler saçmalamıştım acaba? Bunu merak etmem belki gereksiz görünebilirdi lakin dün odadakilerin tuhaf bakışlarnın altında pek iyi şeyler olmadığını tahmin ediyordum.

Sonunda topladığım cesaretle gözlerimi ovuşturdum. 

Ah siktir! Beynim hala sersem gibiydi. Kendimi hiç dinlenmiş gibi hissetmiyordum. Yavaşça gözlerimi açıp ilk önce Mervan'ın sandalyesine baktım. Yerinde olmadığını görmek içimi rahatlatmıştı. 

Gerçi hala karşılaşmak isteyen bir yanım da vardı. Yaşadığımız anı tekrarlama ihtimalini düşünmek bile etkileyici geliyordu. Bir yandan da imkansız gibiydi. 

Emre gayet ciddi olan tavrı ile beni hayli şaşırtmıştı. Oğuz ve Helin'de aynı çekimser ifade ile suratımı incelemesini gerektirecek kadar korkunç bir ifade ile bakıyor olamam! Değil mi?

Asi Tutsak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin