16. bölüm

1.6K 108 58
                                    

Bengü Beker
(sana yıldızları ödediğimden)

Keyifli okumalar

Cayıyorsam, canım, ederimden
Ne acımdan ne de kederinden
Sana yıldızları ödediğimden
Ama haberin yok bunun bedelinden

Bi' yanım korktu, bi' yanım âşık
Bi' yanım yandı en güzelinden
Bi' yokuştum, nereleri aştım
Ama sana geldim ta ezelimden

Sadece biraz dansetmek niyetindeydim ki elden ele dolaşan mikrofon Ezgi'nin ısrarıyla beni buldu. Onur ise Ezgi ve diğerlerinin ısrarlarına anlamsızca bakmakla yetinmişti.

Elimde tuttuğum mikrofon huzursuz hissettiriyordu.
İzleyenler arasındaOnur'un olmasıyla gerim gerim geriliyordum. Ortamın karanlık oluşu ise durumu daha da zorlaştırıyordu.
Tıpkı Mervan'ı andıran vücut hatlarına ek yüzünün de gölgelenmesi daha çok Mervan'ı çağrıştırır hale gelmişti. 

Ay ışığının Mervan'ın belirgin hatlara sahip yüzüne yansıması gibiydi...

Elinde tuttuğu bardağı dudaklarına götürüp, bakışlarında gizlemediği hayranlıkla bakması bile beni en huzursuz solukları zehir gibi içime çekmeye zorluyordu.

Hele ki söylediğim en alakasız şarkılarda bile Mervan'a duyduğum özlem varken, onun cüssesine sahip olan adam ile göz göze olmak ağır geliyordu. Bu gecenin konseptinin romantik aşk parçalar olmasını ise ayrıca sevmemiştim.

Zil zurna sarhoş olup, sevgiliye ağlarken söylenecek - dinlenecek parçaları meyve suyu eşliğinde heba ediyordum.
Sahi ben niye baskı altında verdiğim bir sözü aylardır niye tutuyordum?

Mervan'ı, verdiği onca acıya rağmen unutmak istemiyordum. inanıyordum.
O bile isteye canımı yakmamıştı...
Aklımda kalan tüm anılar yaralarımı sarıp sarmaladığı, yanıklarıma kremler sürdüğü anlara aitti. Bu bile verdiğim söze sadık kalmam için yeterliydi.

Onur... Bu adamın varlığı hem iyi hemde kötüydü. İyi yanı aylardır hayallerime, rüyalanma sahip olan adamın kanlı canlı karşımda durduğunu hissettiriyordu, hele ki karanlığın arasında. 
Kötü olan ise özlemi mi ayyuka çıkaracak kadar arttırıyordu. O yeşil gözlerine baktıkça hayal kırıklığına uğruyordum. Ufacık bir ihtimal aklımın bir köşesinde beliriyordu.

Onur'un, Mervan olma olasılığı... 

Ve o ihtimali yok eden mantığım
'neden kim olduğunu gizlesin ki' deyip tüm umutlarımı  sonsuz bir bekleyişe mahkum ediyordu. 

Birde o parmağındaki alyans...
Ya Mervan'ın gelmeyişinin sebebi de böyle bir alyans ise?
Bu ihtimal her şeyden korkunçtu.

Nefes almama bile engel olacak kadar korkunç! Sadece düşünürken bile o parmağı alyans ile beraber kesip köpek balıklarına atma  isteği duydum. Yine de huzursuzluk vericiydi.
Boğazımı sıkan görünmez parmaklar dan kurtulmak için yavaşça gözlerimi açtım. Tam karşımda Onur Korhan duruyordu.

Sahnenin karşısında, gözlerini dahi kırpmadan bakıyordu.
Göğsün de çapraz bağladığı kolları, alnına düşen birkaç tutam saçı, hafif kirli sakalının eşlik ettiği erkeksi duran yüz hatları... Çekici ve bir o kadarda tehlikeli görünüyordu.
Derinden ve ruhuma işleyen gözleri vardı. Çektiğim acıyı hissettiğini düşündüm o bakışlardan. Ona bakarken nasıl canımın yandığım sanki çıplak gözle görebiliyordu...

Asi Tutsak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin