33. Bölüm

116 13 22
                                    

Keyifli okumaları


Günlerdir Onur ile ortaklığımızı taçlandıracağımız bir davet organize ediyorduk. Sadece iki gün sonraydı ve her şey ile ben ilgileniyorum!
Davetliler, dekorasyon ve bir çok şey...
Dahası fikir alabileceğim bir Ezgi yoktu. Var ama yok!

"Elçin hanım davet için konsepti belirlemeniz gerekiyor. Organizasyon ekibinden Levent bey sizden gelecek onayı beklediğini iletmemi istedi."

Ezgi olsaydı ilgilenir, böyle ayrıntıları asla bana bırakmazdı.
Aklımdan geçenlere inat gülümsedim ve sakin bir üslupla;

"Onlara birkaç saat sonra geri dönüş yapacağımı ilet." demekle yetindim.

"Elçin hanım birde Afrika'daki çocuklara yardım için gidecek olan ekip son bir toplantı istedi. Her şeyin istediğiniz gibi eksiksiz olduğundan emin olduktan sonra tırlarla birlikte yola çıkacaklar."

Oysa bu yardım programı ile tamamen Ezgi ilgileniyordu. Fikir bana ait olsa da oradaki çocuklar ve zorlu yaşam mücadelesi için nelerin gerektiğini gözlemleyip, eksikleri tüm detaylarıyla belirleyen Ezgi olmuştu. Şimdi ben herşeyin eksiksiz olduğuna nasıl karar verebilirim!?

"Peki Gizem. Toplantı için uygun bir gün belirle."
Zaten yorucu günler geçiriyordum ve şu an tek istediğim söylediklerimi çabuk kavrayıp sorunları kolayca ortadan kaldıran bir asistandı. Ve bu asistana henüz sahip değildim.

"Öğleden sonraki toplantıya benim yerime sen katılacaksın. Zaten Haldun beyde yanında olacak ve sen detayları not alacaksın. Odamdaki dosyayı gözden geçirip 2 saat içerisinde hazırlan." Geçici asistanımın suratındaki çekimser bakış yine olumsuz bir cevap demekti.

"Söyle Gizem, sorun nedir?"

"Efendim toplantıya sizin yerinize katılmam pek mümkün değil. Zira o kadar kısa sürede içeriği konusunda önceden bilgi sahibi olmadığım bir toplantıya hazırlanamam."

Ezgi olsaydı 1 saatte bile hazırlanırdı!

"Pekala. Ben katılırım."

"Birde..."  Deyip sustuğunda dişkerimi sıktım, söyleye çekindiği bir şeyler vardı. Yine!

"Evet Gizem." Dedim nezaketten uzak bir noktadaydım.

"Elçin hanım Haldun bey odasına çağırmıştı... 15 dakika önce. Ben unutmuşum."

Ezgi olsaydı unutmazdı! Ezgi'nin hafızası biran önce yerine gelmeliydi.

"Peki Gizem. Öğle yemeğine çıkabilirsin. Belli ki zihninin verimliliğini artırmaya ihtiyacın var." Bir çocuk gibi masayı yumruklamamak için kendimi zor tutuyordum.

Ezgi'nin hafızasını kaybetmesinin üzerinden neredeyse iki ay  gibi koskoca bir zaman geçmiş, yine de o lanet olası hafızası geriye gelmemişti!

Sürekli eskiden bahsetmem ise malesef hiçbir işe yaramıyordu!

Hafızasını kaybetmiş olmasının yanı sıra kişiliğide ciddi anlamda farklı bir boyuta geçmişti.
Önceden cesaretten uzak, çekingen olan gözleri artık delici bakışlar atıyordu.

Özgüveni yüksek ve cecesaretliydi.

Özellikle Rıfat'a karşı cüretkar tavırlarını esirgemiyordu.  Belki bu casaretin Rıfat'a yansımasının etkisi olsa gerek Rıfat, Ezgi'nin etrafında pervane gibi dönüyordu.
Başta arkadaşımı üzecek korkusuyla O'nu Ezgi'den uzak tutmaya çalışmam  işe yaramadı. İkisi her fırsatta yakınlaşıyor, ilkel dürtülerle hareket ediyorlardı. Ve yeni Ezgi bu durumu gizleme gereği duymadan Rıfat ile seviştiğini gayet rahat dile getirebiliyordu.

Asi Tutsak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin