4. bölüm

2.1K 118 31
                                    


★Keyifli okumalar ★

Bedenim de dolaşan sızı hareket etmemi engellerken, gözlerimi bile açacak gücü kendimde bulamıyorum. Yorgundum.
Dün bedenime hasar bırakan kemer bugünde kendini hatırlatmak istiyordu anlaşılan.

Hala gözlerim kapalıyken sırtımı yan döndürdüğüm an vücudumdaki sızlama daha şiddetli hissediliyordu. Dayak yerken bu kadar acı hissetmiyordum bile!

Nöropati hastası değildim elbet. Acıyı hisedebiliyordum, fakat vücudumda aşırı heyecan, korku ve adrenalin hissettiğimde acı can yakıcılığı olmayan bir eylem haline dönüşüyordu.

Belki de sadece manyak bir mazoşisttim!

Belli belirsiz kulak tırmalayan seslerin kime ait olduğunu seçmek pek mümkün değildi. Hiçbir zaman reklamlarda yada filmlerdeki gibi gülümseyerek uyanan biri olamamıştım. Aksine bir hayli asık suratlı olurdum. Uykuyla bağımın kopmasını kabullenmek kolay olmuyordu.

"Uyandı galiba."

Gözlerim hafif karanlık ortamda zorlukla açtığımda görüş alanıma şefkatli gülümsemesiyle hamile olan tatlı kadın girdi.

"Kendini nasıl hissediyorsun?"derken, gerçekten halime üzüldüğünü sıcak gülümsemesinden rahatlıkla anlamak mümkündü.

"İyiyim."diyerek zorla da olsa gülümsedim. 
Sanırım hamileliğin verdiği duygusal yoğunluk anlayışlı olmasında büyük etkendi, çünkü diğerleri hala suçlarcasına bakıyorlardı. Oysa en çok bu tatlı kadın yüzünden vicdan azabı çekiyorum.

"Biz senin sayende ölümü beklerken senin keyfin yerinde demek!"

Sevgilisinin elini bırakmadan bana kinayeli bakışlarla konuşan adamın ağzının üstüne elimin tersiyle vurasım vardı. Sözlerinde haksız sayılmazdı nitekim burada olma sebebi bendim. Yine de bu söylediği ukala sözlere yanıt vermeyeceğim anlamına da gelmezdi. Yeni uyanmış nemrut suratım bu kez öfkeyle şekillenerek kaşlarım çatıldı.

"Oradan bakınca keyfim yerinde mi görünüyor?"  Cevap vermiş olsamda vicdanım onlara diklenmeye el vermedi.
Bedenimi taş duvarların içine girecek kadar arkaya ittim. Sırtımın delice sızlamasına rağmen.

"Umursar göründüğün de söylenemez."

"Ağlayalım ister misin? Yâda dur zamanı geri alayım, ne dersin!"

"Ölmek istemiyorum! Burada olmak istemiyorum. Senin yüzünden burada mahsur kaldık!" Hala uzatıyordu. Belki de öfkesini kusup rahatlamak istiyor olmalıydı.

İsyanla sitem etmek istesem de onların içinde bulunduğu duruma karşı gösterdikleri reaksiyon normal olduğu için şimdilik susmayı tercih ettim. 
Bu suçluluk duygusu üzerimdeyken kolay kolay konuşamayacağım gibi görünebilirdi lakin tahammül sınırları geniş olmayan yapım isyan etmenin sınırlarında geziniyordu.
Hamile kadın boşver dercesine başını yana eğdi.

Açlık, havasız ortam, ve bedenimde ki ufak sızlamalar... Birde tuvaletin buram buram yayılan iğrenç kokusu! Durumumuz gerçekten mükemmel!

Yer yarılsada dibine girsem diye düşünürken kapı gıcırdayarak açıldı. Tıpkı korku filmlerindeki gibi.

Tabiki Seyfo denen şerefsiz ve siyahlı çam yarması teşrif etmişti.

Ah canım, ne kadarda çok özlemişim!

Yattığım yerden doğrulmaya çalışıp hızlı olmaya gayret gösterirken Seyfo itine tiksinir bakışlar atmayı da ihmal etmedim. ihtiyar çakal...

Asi Tutsak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin