34.bölüm

117 10 47
                                    

~• Ezgi •~

Bilmediğim bir hayatın tam ortasında...
Ne düşüneceğimi, hatta ne düşünmem gerektiğini çözemediğim bir bilinmezde aylardır sürükleniyordum.

Zihnimin derinlerine ittiğim sorular vardı... Evet çünkü cevapsız sorular içimde derin bir sıkıntıya neden oluyordu. Sırf bu yüzden düşünmüyordum.
Kime güvenmeliyim, kimden uzak durmalıyım, bu konuda sadece hislerim vardı... Cevabı muamma soruları bilinmezde bırakıyor olmam merak etmediğim anlamına gelmiyordu.

Aklıma gelen ve beni rahatlatan herşeyi yapmak daha keyifliydi. Hafızam geri gelene kadar düşünmek yerine keyif almaya odaklı aktivitelerde bulunmak en şuan için iyisiydi.

Rıfat bu konuda ilk adımımdı. Kesinlikle ona güvenmiyorum. Cümlelerinde gizlenmiş yalanlar, gülen gözlerinin ardında gizlenen hüzün, cesur dokunuşlarına yansıyan tedirgin titremeler vardı.

Belki de beni aldatmış eski sevgilim olabilirdi fakat şuan Rıfat'ı sevmiyordum. Benim için etkileyici ve yatakta rahatlatıcı olarak kullanılabilecek bir erkeğin geçmişte beni aldatan biri olmasını ne kadar önemseye bilirdim ki?
Rıfat hayatımda değerli olmayan biriydi her halükarda önemsiz hatta değersiz bir detaydan ibaretti.

Zerre güvenmediğim hatta sevmediğim bir adamla yatıyor olmam ise kendimi belki daha fazla çıkmaza sokuyor olabilirdi. Ama şuan için pek umursamıyordum. Konuşurken her temasında titreyen elleri, sevişirken fazla cesur oluyordu. Bedenimi benden daha iyi tanıdığı gerçeğini hastaneden çıktıktan birkaç gün sonrasında ki ilk sevişmemizle deneyimlemiştim.

Vücudumun haz noktalarını biliyor, bazen sert gerektiğinde ise yumuşak dokunuşlarla uyarması gerektiğini biliyordu. Daha önce seviştiğimizi tahmin etmek zor değildi lakin yine de bu adamda doğru olmayan ne var bulmak zor olacaktı. 

Renkli anahtarlarla süslenmiş pencereme hala boş boş bakıyor kendime ait izler arıyordum. Her ne kadar umurumda olmasa da etrafıma bakarken merakıma engel olamıyordum.
Kapımdaki kilitler, penceredeki parmaklıklar ve onları daha güvenli hale getiren renkli kilitler, hassas alarm sistemi... Neyden veya kimden korkuyordum?
Geçmişimde beni bu denli korkutan neydi?

Bu kadar koruma kalkanı Elçin'in dediği gibi sadece hırsızlık korkusu olamazdı.

Çıplak vücudumu geniş yatakta yayarak esnettim. Mutfaktan gelen sesler kahvaltı hazırladığını ele veriyordu. Hmm.
Üzerime gece kenara savurduğum ince geceliğimi giyip mutfağa ilerledim.

Rıfat'ın iri vücudu tezgahın önünü kaplıyor ne yaptığını görmeme olanak sağlamıyordu. Güne başlamak için sıkı kalçaları güzel bir manzaraydı. Radyodan yükselen müzik sesi ise hoşuma gitmişti.

(Zeki Müren; böyle bir kara sevda)

Masaya özenle yerleştirilen kahvaltılıklar, demlenmiş çay, mutfağı kaplayan iştah açıcı kokular ve yükselen müziğin uyumu muhteşem denilebilirdi.

"Günaydın." Dedim varlığımı belli etmek için.

Elindeki kaşığı kenara bırakıp bedenini olduğum yöne çevirdi. Kabul etmeliyim bu görüntü en az kahvaltı kadar iştah kabartıcıydı. Çıplak vücudu ve kasık bölgesine kadar inmiş eşofman altı...
Geceyi sevişerek geçirdiğimiz halde şuanda içimi doldurmasına hayır demezdim doğrusu.

Asi Tutsak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin